Uzun zamandır LGBTİ+’lara yönelik sürdürülen nefret kampanyası, 17 Eylül’de İstanbul’da düzenlenmesi planlanan LGBTİ+fobik nefret yürüyüşüne çağrı yapan kamu spotunun medya kanallarında yayınlanmasıyla birlikte ivme kazandı.
Lubunyalar için bugüne dek neler demediler ki? Ahlâksız dediler, sapkın dediler, aile yapısının parçalamak istiyor dediler, dış güçlerin maşası dediler, pandeminin sorumlusu dahi ilan ettiler. Şimdi de yayınladıkları kamu spotuyla işledikleri nefret suçunu milliyetçilik kartıyla birleştirerek, 19 Mayıs ve 23 Nisan gibi Türk milliyetçiliğinin önemli tarihlerine işaret ediyorlar.
Türkiye derin bir sosyal ve ekonomik krizin içinde. Bu krizin derinleşmesiyle birlikte, otoriter iktidar ağır bir yoksulluğun, peş peşe gelen zamların, hayat pahalılığının, içinden çıkılmaz kira ve konut sorununun pençesinde kıvranan işçi sınıfını bölmenin ve her zaman yaptığı gibi toplumu makbul olan/olmayan diye ayrıştırmanın peşinde.
AKP/MHP iktidarı, yanına Yeniden Refah, Hüda Par gibi LGBTİ+fobik güçleri ve irili ufaklı sağcı-ulusalcı-tarikatçı örgütlenmeleri de alarak lubunyaları hedef tahtasına oturtmuş durumda. Muhalefet partileri ise bu duruma sessiz kalarak bu nefret suçuna zımnen destek veriyor. LGBTİ+’lara yönelik olarak yürütülen nefret kampanyası, artık bir devlet politikasına dönüşmüş durumda.
Devrimci Sosyalist İşçi Partisi, bu nefret politikalarına ve hedef göstermelere karşı tüm imkânlarıyla lubunyaların yanındadır ve yine bunlara karşı tüm imkânlarıyla mücadele edecektir. LGBTİ+’ların eşit, özgür ve onurlu yaşam talebi, temel bir hak ve özgürlüktür. Bu hak ve özgürlüğün çiğnenmesi, diğer bütün hak ve özgürlüklerin çiğnenmesinin önünü açacağı açıktır. Daha güzel bir dünya isteyen, bunun için mücadele eden herkese LGBTİ+’ların yanında olmaya, omuz omuza ve iç içe mücadele etme çağrısında bulunuyoruz.
Yalnız değilsin lubunya!
Alışın her yerdeyiz!
DSİP
14.09.2023"
