John Molyneux - Marksist emperyalizm analizi, yaklaşık yüz yıl önce başta Luxemburg, Buharin ve Lenin olmak üzere bir dizi önemli marksist tarafından, tartışma ve işbirliğinin bir arada yürüdüğü bir süreç sonucunda geliştirildi. Bu analiz, kapitalist gelişmenin mantığının, sistemin yeni bir uluslararası emperyalist aşamaya ulaşmasına yol açtığını öne sürüyordu.
ALTÜST
Latin Amerika ABD’nin Kanlı Demokrasileri
Ozan Tekin - Venezuela’da sağcı muhalefetin lideri Juan Guaidó’nun kendini devlet başkanı ilan etmesiyle başlayan süreçte, solda meseleyi başta bir “demokrasi sorunu” olarak ele alma eğilimi baş göstermişti. Maduro hükümetinin ekonomideki başarısızlıklarının yanına Kurucu Meclis’i kapatma gibi hamlelerin eklenmesi, bu yöndeki argümanları popülerleştirdi...
4, 25, 500: Daha fazla komün!
Kalahari'den Paris'e... Sinan Özbek bir toplumsal örgütlenme biçimi olarak komünün tarihini anlatıyor.
Paris Komünü ve Louise Michel
Erkeklerin yazdığı tarih kadınları silikleştirdi, görünmez kıldı. Kadın hareketinin tüm dünyada yükselişe geçmesiyle, tarihte kadının rolünü yeniden keşfetmeye başlayabildik, silikleşen kadın siluetleri berraklaşır oldu.
Komün kronolojisi
Parisli emekçilerin müthiş mücadelesinin tarihi.
Ülkesinde Suriyeli istemeyenler
Sinan Laçiner - Marx ve Engels, Komünist Manifesto’ya “Avrupa’nın üzerinde bir hayalet dolaşıyor. Bu hayalet komünizmin hayaletidir” diye başlamıştı. Şu ara Türkiye’nin (ve dünyanın) üzerinde de çeşitli hayaletler dolaşıyor, ama bunlar pek o kadar hayırlı sayılmaz. Bu tatsız hayaletlerdenbaşlıcası (sağ popülizm, militarizm ve otoriterleşmenin yükselişiyle birlikte) göçmen karşıtı ırkçılık.
Milliyetçilik nasıl bir ideolojidir?
Arife Köse - Avrupa’da yükselen sağ hareketler, Doğu Avrupa’da iktidara gelen milliyetçi hükümetler, Trump ile birlikte zirve noktasına ulaşan ve son olarak 24 Haziran seçimleri ile birlikte Türkiye’nin de etki alanı içine girmiş olduğu artık kesin olan milliyetçi akımı daha çok tartışacağımız açık. Bu yazının da amacı, bu tespitten yola çıkarak, milliyetçiliğin nasıl bir ideoloji olduğunu anlamaya yönelik bir çabayı ortaya koymak.
Hayalî ataların izinde
Atilla Dirim - Tibet’in pek çok açıdan çok ilginç bir yer olduğuna şüphe yoktur. Orta Asya’da, ortalama 4.900 metre yüksekliğindeki bu ülke “dünyanın çatısı” olarak anılır. İlgi çekici olması sadece coğrafî özelliklerinden ötürü değildir. Tibet, eskiden bu yana güçlü bir mistisizme ve etkileyici efsanelere sahip bir yer.
Marx’ın kavramları: Yabancılaşma
John Morris - Yabancılaşma, Marx’ın Hegel ve Feurbach’tan devraldığı bir kavram olup bu kavram onun ellerinde kapitalizmin bütüncül eleştirisini anti-hümanist bir sistem olarak teorize etmeyi mümkün kılan bir araca dönüştü. Marx, yabancılaşma teorisini ilk olarak erken dönem eserlerinden 1844 Ekonomik ve Felsefi Elyazmaları’nda geliştirmiş olsa da bu teoriyi Kapital dahil tüm iktisadî yazınının merkezine oturttu.
Marx’ın kavramları: Sömürü
Séamus Ó Catháin - Gündelik söylemde “sömürü” kavramı genellikle ahlakî anlamda kullanılır. Aklımıza tehlikeli ve kötü koşullarda düşük ücretle sabahtan akşama kadar çalışan işçiler gelir. Bu tür olaylar, insan haklarının ihlal edildiği, Batı dünyasında yaşayan bizlerin sahip olduğu türden hakları yasaların teminat altına almadığı ülkelerde yaşanır. Aklımıza gelen en korkunç örnekler, Nike ve diğer çokuluslu şirketler tarafından Endonezya gibi ülkelerde işletilen berbat atölyelerdir.
Marx’ın kavramları: Sınıf mücadelesi
Madeleine Johansson - “Ve şimdi bana gelirsek, modern toplumda sınıfların varlığını ya da bunlar arasındaki mücadeleyi keşfetme onuru bana ait değildir. Benden çok daha önce burjuva tarihçileri, bu sınıf savaşımının tarihsel gelişmelerini, burjuva iktisatçıları da sınıfların ekonomik yapısını açıkça anlatmışlardır. Benim yaptığım yenilik şunları kanıtlamaktı: 1) sınıfların varlığının ancak üretimin gelişmesindeki belirli tarihi aşamalar ile sıkı ilişki içerisinde bulunduğu, 2) sınıf mücadelesinin zorunlu olarak proletarya diktatörlüğüne varacağı, 3) bu diktatörlüğün kendisinin de sadece, bütün sınıfların ortadan kalkmasına ve sınıfsız bir topluma geçişten ibaret olduğu.”
Marx’ın kavramları: Devrim
Mary Smith - Marx’ın mezarı başında 1883’te konuşan Engels, Marx’ın her şeyden önce bir devrimci olduğunu söylemişti. Hayattaki temel gayesi, kapitalist toplumun ve onun meydana getirdiği devlet kurumlarının yıkılmasına şu veya bu şekilde katkıda bulunmak, önce kendi konumunun ve ihtiyaçlarının farkına varıp kurtuluşunun nasıl gerçekleşeceği konusunda bilinçlenmesi gereken modern proletaryanın özgürleşmesine yardımcı olmaktı.