Sinan Özbek - Irkçılık günümüzün en sık duyulan, üzerine çok konuşulan, yazılan ideolojilerinden biri. Öyle ki milliyetçilik, cinsiyetçilik tartışmalarını geride bırakıyor. Kuşkusuz bu, bugün yaşanan sosyal olaylarla ilgili bir durum. Irkçılık tartışmasının ve olgusunun böylesine acil bir önem kazanması artık doğrudan göç ve göçmenlik olgusuna bağlanıyor.

Nevzat Onaran - Cumhuriyet demokrasiyle var olmadı; hep Türkçüydü, hep Sünni İslamcıydı. Modernite ve anti emperyalizm söylemiyle halklara ne yaşatıldığı görmezden gelindi ve kurucu İttihatçı-Kemalist ideolojik-politik barikat aşılamadı. En temel insan hakkı can ve mal güvenliği hiç sağlanmadı. Milleten Türk ve dinen Sünni İslam olmayanın varlığı hedeflendi.

Ozan Tekin - İklim aktivistlerine sık sık söylenen bir şey vardır: “Siz durumun çok acil olduğunu söylüyorsunuz ama insanlar kendi hayatında iklim değişikliğinin sonuçlarını doğrudan hissetmeyince inandırıcı olmuyor.” Bu argümanın artık miadı doldu. Gezegenin geleceğinin ne kadar büyük bir tehdit altında olduğu iyiden iyiye hissediliyor.

Anne Alexander - Tarihi Filistin sınırları içinde yaşayan herkesin hayatını kontrol eden ırkçı sistem, Güney Afrika’daki siyah çoğunluğa uygulanan baskıları anımsatan tutumlar nedeniyle, giderek bir tür “apartheid” olarak anılmaya başlandı.İsrail siyasi sistemine getirilen bu analiz şimdilik yalnızca Filistin’deki hareketler ve dayanışma aktivistleri tarafından kabul görüyor, oysa yakın zamanda ABD’nin liberal İnsan Hakları İzleme örgütü tarafından hazırlanan yüksek profilli bir rapor da bu analizi destekliyor.

Şenol Karakaş - 2021’in Kasım ayından beri yaygınlaşan bir işçi mücadelesi var. AKP’li yıllarda eşine pek rastlanmayan bir işçi hareketiyle karşı karşıyayız. Hareket pıtrak gibi yayıldı: Her yerde, sarsıcı ve kararlı. Üstelik kazanan bir hareketle, kazanmayı alışkanlık haline getirmek üzere olan bir işçi sınıfı tepkisiyle karşı karşıyayız.

Şenol KARAKAŞ - Neden bir AKP cenazesiyle karşı karşıya olduğumuzu anlamak için bu yılın başlarına dönmekte fayda var.1 Yılın başlarında Erdoğan, Kılıçdaroğlu’nu eleştirirken bir anda SGK’yı Kılıçdaroğlu’nun batırdığını anlatmaya başlamış, üstelik bunu ‘gençlere anlatmamız gerek, hatırlamazlar o günleri’ diyerek yapmıştı. Gençlerin doğumlarından önce hallaç pamuğu gibi atılan, darmadağın edilen bir kurumu hatırlamaması normal. Normal olmayan, adını bile bilmedikleri, vaktinde ne işe yaradığını tam olarak kavrayamadıkları bir kurumun çöküşünün sorumluluğunu Kılıçdaroğlu’na yıkmanın politika yapmak olarak yorumlanması.