Küresel Barış ve Adalet Koalisyonu (BAK) 31 Mart 2019'da gerçekleştirilecek yerel seçimlere ilişkin değerlerini yazılı bir basın açıklamasıyla kamuoyuna duyurdu: "Savaş; bireyi ve toplumu hedef alan her türlü şiddetin uygulandığı, anatomik ve ruhsal bütünlüğü bozucu, maddi ve manevi nitelikteki şiddet olarak tanımlanır.

ABD'nin Chicago kentinde yapılan NATO zirvesiyle eş zamanlı olarak bütün dünyadaki savaş karşıtları sokağa çıkarak "NATO'ya hayır" diyorlar. İstanbul'da da 19 Mayıs'ta Küresel Barış ve Adalet Koalisyonu (BAK) Taksim'de bir basın açıklamasıyla savaş aygıtı NATO'yu protesto etti.

Saat 13:30'da Galatasaray'da buluşan Küresel BAK aktivistleri, "Savaşa hayır", "NATO İncirlik'ten defol", "NATO'ya hayır" sloganları atıp, "NATO Afganistan'dan defol", "NATO İncirlik'ten defol", "NATO Kürecik'ten defol" dövizleri taşıdılar.

Grup adına Nilüfer Uğur Dalay'ın okuduğu basın açıklaması ise şöyleydi:

Suriye’de Esad rejimi kan dökmeye devam ediyor. Muhalifleri tanklarla ezen, Humus’u hayalet şehire çeviren, baskıcı rejimini korumak için kendi halkına karşı savaş açan Esad diktatörlüğüne karşı Suriye halklarının demokrasi ve özgürlük mücadelesini desteklememiz gerekiyor.

Biz savaş karşıtları, Suriye’de diktatörlüğe karşı ayaklanan halkların yanındayız. Esad diktatörlüğünün bir an önce halkının önünden çekilmesini, silahları susturmasını ve yönetimi halka teslim etmesini istiyoruz.

Yeni yıla girerken, çocuk bedenlerinin F-16 tarafından bombalandığını, paramparça edildiğini öğrendik. Uludere’de 35 insan, savaş uçakları tarafından bombalandı. Yaşamlarının baharında apaçık bir devlet şiddetiyle öldürüldü. 2011′in son günlerinde, savaşın, militarizmin, şiddetin ne anlama geldiğini bir kez daha gördük. Uludere’de gerçekleşen devlet eliyle işlenmiş bir katliamdır! Ne hükümetin uzun süren sessizliğinin ardından yaptığı nobran açıklamalar, bakanların iddia ettiği “Operasyon kazasıdır” beyanları ne de  Genelkurmay’ın yapay açıklaması, bu gerçeği gizleyebilir.

Dışişleri Bakanı Davutoğlu, insansız savaş uçakları, Predatörlerin Türkiye’ye geldiğini müjdelediğinde, bizler, “Görmüyor musunuz, Predatörlerinizden kan damlıyor!” demiştik. ABD’nin Irak işgalinde kullandığı ve yüzbinlerce masum Iraklının ölümünde kullanılan Predatörler, Kürt sorununun adil, demokratik ve barışçıl çözümünde hiçbir işleve sahip olamazdı. Olmadı da. Genelkurmay, Predatörlerin sınıra doğru bir hareketlilik gözlediğini ve bombardımana bu bilginin yol açtığını söylüyor.

Türkiye’nin üyeliğinin 60.yılında artık yeter!
NATO üyeliğinden çıkılsın!
Savaş mekanizması NATO dağıtılsın!

18 Şubat 2012 Türkiye’nin NATO’ya üye olmasının 60. yılı. Sevinmeli ve kutlamalı mıyız bu üyeliği? Elbette hayır, çünkü NATO, 60 yıl sonra bugün ne Türkiye’yi ve ne de dünyayı daha güvenli bir yer yapmamıştır.

4 Nisan 1949′da kurulan NATO, bir saldırganlık organizasyonu olarak, o günden bugüne, tırmandırılarak sürdürülen askeri güce dayalı bir sistemin ve askerileşmenin (militarizm) simgesi bir kuruluştur.

SON SAYI