Diyarbakır Barosu Başkanı Tahir Elçi, bir basın açıklamasının sonunda silahlı saldırıya uğrayarak aramızdan alındı.
Haziran'da Diyarbakır'daki HDP mitinginde yaşanan patlama, Suruç'ta Kobanê'ye dayanışmak isteyenlere saldırı, 10 Ekim barış mitingi katliamı ve şimdi de Tahir Elçi...
Barış isteyenler öldürülüyor.
AKP medyası, Ankara için kullandığı "Kendi kendilerini patlattılar" yalanına benzer bir şekilde, daha ilk saniyede "Tahir Elçi'yi PKK öldürdü" propagandasına başladı.
Görgü tanıkları ve baro avukatları ise Elçi'nin çatışma değil suikast sonucu öldürüldüğünü söylüyor.
Elçi bir süre önce de PKK'ye "terörist" demediği için gözaltına alınmıştı.
Tetiği kim çekerse çeksin, bombaları kim patlatırsa patlatsın, barış isteyenlerin öldürülmesinin siyasi sorumluluğu AKP hükümetinindir.
Silvan, Sur, Nusaybin ve daha birçok yerde Kürt kentlerini kuşatan, sokakta yürüyenleri, hamile kadınları ve bebekleri öldüren devlettir.
Elçi'nin vurulabileceği ortamı, Ergenekoncularla ittifak yapan, Sedat Pekerleri Mehmet Ağarları arkasına alan, Kürt sorununda çözüm sürecini bitirip savaşı başlatan AKP yaratmıştır.
Tayyip Erdoğan, olaydan hiçbir şey anlamamış. Elçi'nin öldürülmesinin ardından "Terörle mücadeledeki haklılığımız kanıtlanmıştır" diyor.
Elçi ise öldürülmeden birkaç dakika önce "Savaş, çatışma, operasyon istemiyoruz" diyerek Erdoğan'ın politikalarına karşı çıkıyordu.
Bir tarafta eli kanlı katiller, diğer tarafta yıllardır tüm hayatını barış mücadelesine adamış bir baro başkanı...
Tahir Elçi'nin mücadelesini AKP hükümetinin ve Türkiye devletinin savaş politikalarını bozguna uğratarak sürdürebiliriz.
Barıştan yana olan herkesi bu doğrultuda mücadele etmeye çağırıyoruz.
Bijî aşiti!
Kürt halkına özgürlük!
Meltem Oral-Şenol Karakaş
DSİP Eşsözcüleri
28.11.2015
