Devrimci Sosyalist İşçi Partisi (DSİP), Kadıköy'de yapılan İsrail işgalini ve saldırılarını protesto eden, Filistinlilerle dayanışma eyleminde Türkiye'nin İsrail ile tüm ilişkilerini kesmesi çağrısı yaptı.
Süreyya Operası önünde buluşan DSİP üyeleri "İsrail işgalci bir terör devletidir - Filistin halkı kazanacak!" pankartını açtı.
Burada basın açıklaması yapan DSİP'liler Khalkedon Kilise Meydanı'na yürüdü.
Yürüyüş boyunca "Katil İsrail bugün kaç çocuk öldürdün?, "Öz-öz-özgürlük Filistin'e özgürlük!", "Milyonlar aç işgal altında, Yaşasın küresel intifada!", "Katil İsrail, Filistin'den defol!", "Yaşasın halkların kardeşliği" ve "Hepimiz Göçmeniz, Filistin'e özgürlük" sloganları atıldı.
Eylemde öne çıkan talepler:
- İsrail işgaline, saldırısına son! “Demir Kılıç” operasyonuna son verilsin!
- Filistinlilerin yaşadıkları topraklardan sökülüp atılması anlamına gelen yasadışı yerleşim hamleleri durdurulmalıdır.
- İsrailli yöneticiler savaş suçundan yargılansın!
- Sorumlu Yahudiler değil İsrail devletidir! Antisemitizime DurDe!
- Türkiye İsrail’le diplomatik ilişkilerini kesmelidir.
- İsrail’le siyasi-askeri-ekonomik anlaşmalara son verilsin!
- Bağımsız-demokratik-laik birleşik Filistin için Filistin halkıyla dayanışmaya!
Eylemde okunan basın açıklaması:
Filistin halkı kazanacak!
Filistinlilerin İsrail’in on yıllardır süren işgaline, 16 yıldır kara ve deniz ablukasındaki Gazze’de maruz bırakıldıkları koşullara karşı başlattıkları isyan, tümüyle meşrudur. Meşru olmayan, İsrail’in uyguladığı devlet terörüdür.
Filistin’de zulmün kanıksanmasına izin veremeyiz. İsrail’in on yıllardır uyguladığı terör politikasıyla sivilleri katletmesinin giderek olağan karşılanmasına ve bu teröre maruz bırakılanların isyanının ahlaki kurallar içinde sürdürülmesine yönelik çağrının “tarafsızlık” iddiasına artık bir son verilmeli.
Bizler ezilen bir halkın direnişinin öğretmenleri değiliz. Bu direnişlerin kazanması için, yaşadığımız ülkelerde egemen sınıflara ve devletlere karşı mücadele eden akrivistleriz.
Filistin direniş güçlerinin eylemlerinin nedeni de bu eylemlerde sivillerin ölmesinin nedeni de direniş güçleri içinde yer alan Hamas diye bir örgütün varlık nedeni de İsrail’in uyguladığı ve Filistin halkını imha eden terör politikalarıdır. İsrail 1948'den bu yana etnik temizlik, sürgün ve cinayet yoluyla apartheid politikaları uyguladı ve emperyalizmin bölgedeki uç karakolu gibi çalıştı.
İsrail'in emperyalist müttefikleri ise hızla, insani bedeli ne olursa olsun İsrail’e desteklerini açıklıyor. ABD başkanı Biden, İsrail başbakanı Netanyahu’ya askeri desteği de kapsayan tam desteğini ifade etti. Pentagon ise ABD'nin İsrail'e "kendini savunması için gerekenleri" sağlayacağı sözünü verdi. ABD’nin İsrail politikası Filistinlilerin hayatına yönelik ırkçı aşağılamadan, sistematik hâle gelen vahşetten, özgürlük ve adalet için tüm kapıların Filistinlilerin yüzüne kapatılmasından ibaret.
Öldürülen her Filistinlinin sorumluluğu aynı zamanda ABD emperyalizmindedir. Onun Ortadoğu politikası, onun İsrail’e sunduğu destek olmadan İsrail bu cüreti gösteremez ve çoluk çocuk demeden on yıllardır Filistinlileri katletmeyi sürdüremezdi.
İsrail, iki haftadır Gazze’ye ölüm yağdırıyor. ABD’nin Irak işgalinde kullandığı şok ve dehşet operasyon isimlerini andıran ‘Demir Kılıç’ isimli operasyonda yüzlerce Filistinli hayatını kaybediyor. İsrail en son bir hastaneyi vurarak 100’lerce yaralıyı, hastayı ve hastanenin güvenli olduğunu düşünerek hastaneye sığınan Filistinlileri öldürdü.
Şimdi yeniden Gazze'deki hastaneleri uyarıyor. Yeniden hastaneleri vurmakla tehdit ediyor.
Sonra da hastaneleri kendisinin vurmadığını iddia ediyor!
Batı medyasının tavrı ikiyüzlülüğün en net örneklerini veriyor. Batı medyasında niyeyse İsrailliler “öldürülüyor”, Filistinliler ise “ölüyor”. İsrail’e saldırının ardından sivil ölümlerini gerekçe göstererek, ‘İsrail’in kendini savunma hakkı’ndan söz edilmeye başlandı.
Ortada iki eşit gücün savaşı değil, bir işgal ve karşısında direniş var. Buradaki direnişin niteliği pek çok etmen tarafından belirlenir ancak direnişin liderliğinin niteliğini akıl verir şekilde tartışmak ne barışa ne de direnen halka bir fayda sağlayacaktır. Filistin’in sesini tüm dünyaya duyurmak ve tüm ezilenlerin Filistin’le dayanışmasını sağlamak zorundayız. İsrail’in yenilmesi için isyanın Filistinlilerin isyanı olmaktan çıkıp Arap dünyasında ve daha geniş kitlelere ilham veren bir büyük isyana dönüşmesi gerekiyor.
Türkiye’de ise iktidar İsrail’le ilişkilerini askıya almalı, ekonomik ve askeri işbirliklerine son vermelidir.
Savaştan yana tüm politikalara son vermeli, tüm askeri harekatlarını hemen durdurmalıdır!
Türkiye başka ülkelerdeki tüm askerlerini çekmeli, tüm komşularıyla eşit, demokratik ve barışçıl bir ilişki içinde olmalıdır.
Türkiye’de bu mücadelenin bir başka önemli başlığı daha var. İsrail ne zaman Filistin’e saldırsa, ırkçılar derhal bu saldırıdan tüm Yahudileri ve özellikle Türkiyeli Yahudileri sorumlu tutan açıklamalar ve sloganlarla sokaklarda eylemler örgütlüyorlar. Bizler İsrail’in Filistin halkı üzerinde estirdiği teröre, işgal politikalarına ve yasadışı yerleşim hamlelerine karşı çıkarken, tüm savaş ve işgal karşıtlarını Yahudi düşmanı ırkçılara, antisemitistlere de dur demeye çağırıyoruz.
İktidar, İsrail’in şiddetine karşı çıkarken Yahudi düşmanlığı yapan ve nefret söylemini pekiştirenlerin önünü açmamalıdır.
- İsrail işgaline, saldırısına son! “Demir Kılıç” operasyonuna son verilsin!
- Filistinlilerin yaşadıkları topraklardan sökülüp atılması anlamına gelen yasadışı yerleşim hamleleri durdurulmalıdır.
- İsrailli yöneticiler savaş suçundan yargılansın!
- Sorumlu Yahudiler değil İsrail devletidir! Antisemitizime DurDe!
- Türkiye İsrail’le diplomatik ilişkilerini kesmelidir.
- İsrail’le siyasi-askeri-ekonomik anlaşmalara son verilsin!
- Bağımsız-demokratik-laik birleşik Filistin için Filistin halkıyla dayanışmaya!
Devrimci Sosyalist İşçi Partisi
