İzmir'de aralarında DSİP'in de olduğu bir dizi siyasi parti, demokratik kitle örgütü ve bağımsız bireyden oluşan bir grup, CHP'li ırkçı vekil Birgül Ayman Güler'i protesto etti. İzmir Büyükşehir Belediyesi önünde saat 13:30'da düzenlenen basın açıklamasında, Güler'in Kürt halkından özür dilemesi istendi.
Eyleme Irkçılığa ve Milliyetçiliğe Dur De girişimi, Mazlum-Der İzmir Şubesi, DSİP İzmir İl Örgütü, ÖSP İzmir İl Örgütü, Aksiyoner Hukukçular Derneği, Felsefi Muhalefet, Antikapitalist Öğrenciler, Yeni Anayasa İçin Barış Girişimi, İHD İzmir Şubesi, Ege 78'liler Derneği'nin yanı sıra çok sayıda bağımsız ırkçılık karşıtı aktivist de destek verdi.
"Bir Türk dünyaya bedeldir" (M. Kemal Atatürk), "Türk, bu ülkenin yegâne efendisi, yegane sahibidir. Saf Türk soyundan olmayanların bu memlekette tek hakları vardır; hizmetçi olma hakkı, köle olma hakkı. Dost ve düşman, hatta dağlar bu hakikati böyle bilsinler!" (Adalet Bakanı Mahmut Esat Bozkurt)"Halkların eşit, özgür, kardeşçe, birlikte yaşadığı bir ülke istiyoruz ve diliyoruz" pankartının arkasında toplanan grup adına DSİP İzmir İl Sekreteri Sinan Canbay'ın okuduğu basın açıklaması şu şekildeydi:
Hafızamızı tazeleme imkânı veren bu "kutsal" özdeyişlerden sonra asıl konumuza gelelim. 23 Ocak 2013 günü, parlamentoda, ana dilde savunma hakkını düzenleyen yasanın görüşmeleri yapılıyordu. CHP adına söz alan İzmir Milletvekili Birgül Ayman Güler, savaş meydanındaki bir kumandan edasıyla şu cümleleri sarf etti: "Kürt milliyetçiliğini bana ilericilik ve bağımsızcılık diye yutturamazsınız. AKP ve BDP işbirliğinin yaptığı şey, tektir. Türkiye'de Kürt sorunu yoktur, Türkiye'de siz sorunu Türk sorunu yaptınız. Türk ulusuyla Kürt milliyeti eşit olamaz. Bundan sonra biz savunmadayız, bundan sonra meşru müdafaa hakkı için saldırıdayız"
Birgül Ayman Güler ne diyordu? Türk ve Kürt halklarının eşit olmadığını söylüyordu.
Bir halkın yeryüzündeki diğer halklarla eşit haklara sahip olmadığını savunmak, siyaset biliminde ırkçılık ya da milliyetçilik diye tanımlanmıştır. Özlü tanım gereği hemen söyleyelim ki, Siyaset Profesörü Birgül Ayman Güler, tek cümleyle ırkçılık ve milliyetçilik yapıyor.
Birgül Ayman Güler, ırkçılık yaptığı eleştirilerini cevaplarken "Ben CHP'nin parti programında yazan şeyleri söylüyorum. Türk ulusu ve Kürt milliyetini çok bilinçli kullanıyorum" diyerek şahsi görüşünün değil, CHP'nin kurumsal görüşünün bu olduğunu da ifade etmiştir. Anlaşılan refikimiz meşhur olmak istiyor!
CHP Adıyaman milletvekili Salih Fırat'ın, bu nefret söylemi içeren düşüncelere tepki göstererek CHP'den istifa ettiği haberi basına yansımıştır. Bu onurlu ve insani duruşu nedeniyle, kendisini İzmir'den selamlıyoruz.
Irkçılık ve milliyetçilik, dünden bugüne, insanlık için ve Türkiye halkları için savaşları, soykırımları, ölümleri, zulümleri ve kan dökmenin her türlüsünü besleyen bir savaş ideolojisi olmuştur. Bu ülke, 1915'te "büyük felaketi", bir açıdan "Dersim" , "isyanlar" , "sürgünler" ve "infazlar" dönemi olan tek parti dönemini, "darbeler" ve "katliamlarla" devam eden sonraki süreçleri, "ırkçılık ve milliyetçilik" merkezli bir devlet ideolojisinin kuşatması altında yaşamıştır.
Irkçı ve milliyetçi devlet kuşatmasını savunanlarla, eşitlik, kardeşlik ve özgürlük temelinde insanı savunanlar dün olduğu gibi bugün de mücadele hâlindedir. Irkçı ve milliyetçi devlet kuşatması henüz sona ermiş değildir. Ancak eskisi kadar gücünü koruyamadığı, koruyamayacağı da açıktır.
Daha geçtiğimiz günlerde, Afyon Sultandağı'nda, Muğla'da, Bursa'da Kürtlere yönelik provokasyonları, saldırıları unutmadık. Sıradan olayların Türk-Kürt çatışmasına dönüştürülmek istendiği bir toplumsal durum karşısında, bu ırkçı nefrete malzeme taşıyan söylemler, bize göre insanlığa karşı suçtur. Birgül Ayman Güler'i, Kürt halkından özür dilemeye, savcıları ise görevlerini yapmaya davet ediyoruz.
Selefi İzmir Milletvekili Canan Arıtman'ın yolundan ilerlediği anlaşılan Birgül Ayman Güler'e son bir tavsiyemiz ise şudur: Irkçılık şöhret getirmez. Saadet ise hiç getirmez. Söz veriyoruz. Buna izin vermeyeceğiz."
Eylemin videosu:
