Mısır'da günlerdir süren protestoların, yaşanan çatışmaların ve ölümlerin ardından Cumhurbaşkanı Mursi, muhalefeti "diyalog kurmaya" çağırdı. DSİP'in Mısır'daki kardeş örgütü Devrimci Sosyalistler'e göre, Mursi'nin meydanları dolduran kitlelere verdiği cevaplar, Mübarek'in toplumsal mücadele dalgalarına karşı takındığı tavrı hatırlatıyor.
Devrimci Sosyalistler'in açıklaması şöyle:
"Görmezden gelme ve inatçılık politikalarını sürdüren Muhammed Mursi, anayasa referandumunun on günden daha az bir süre içinde yapılacağını açıkladı. Meydanları dolduran milyonluk yürüyüşlere verilen bu cevap, devrik diktatör Mübarek'in politik ve sosyal hareketlere karşı yürüttüğü politikaları hatırlatıyor. Görünüşe göre, %1'lik kıl payı bir farkla seçimden zaferle çıkan Mursi, örgütünün gücüne ve geçtiğimiz cumartesi Nahdet Misr Meydanı'nda gösteri yapan İslamcı güçlerin seferberliğine güveniyor. Ancak tarihten alınan dersler gösteriyor ki, eğer kitleler kendi devrimlerinin kazanımlarını korumaya kararlıysa ve bu devrimin amaçlarının daha da çoğunu gerçekleştirme umutlarını kaybetmemişlerse, hiçbir yönetici kitlelerin hareketine karşı koyamaz.
Kapitalist sınıfın içinde bulunduğu şiddetli ekonomik kriz ile Mursi ve grubunun yaklaşan meclis seçimlerinde -onun gerilimi arttırma politikasını destekleyen- Selefilerin oylarıyla büyük bir çoğunluk elde etme çabası birleştiğinde; ister İslamcı ister liberal ya da eski rejim destekçisi olsun, patronlar karşısında yoksulların ve ezilenlerin yer almasından çok, laik/dindar ekseninde bir kutuplaşmanın ortaya çıktığı görülüyor.
Kanlarını devrim meydanlarında döken şehitlerimizin hayatları üzerine yemin ediyoruz ki, halk sınıflarına karşı çıkmak için bir gecede yapılan bu anayasayı kabul ettiremeyeceksiniz. Bu, sosyal ve ekonomik hakları özel olarak belirtmeyen, gazetecilerin tutuklanmasını savunan, sivillerin askeri mahkemelerde yargılanmasına yeniden kapı açan, ordunun çıkarlarını koruyan ve Mısır'ın ezilen kadınlarını ve Hıristiyanlarını tecrit etmeye adanmış bir anayasa.
Açık ki, kitleler "istikrarı sağlamak" için bu anayasanın bir an önce kabul edilmesi gerektiği laflarıyla kandırılamayacaklar. Anayasa taslağı metninin ortaya çıkışıyla, Uluslararası Para Fonu'nun (IMF) talepleri uyarınca Hisham Kandil hükümetinin, hizmet ücretlerinin piyasaya uyumlu hâle getirilmesi planının bir parçası olarak elektriğe zam yapılmasına karar verildiğini açıklamasının eşzamanlı olduğu bir ortamda, bu özellikle imkânsız. Tüm bunlar ABD'nin kutsamasıyla meydana geldi ve Kandil'in Gazze'deki ateşkeste oynadığı hain rolü doğruladı.
Ancak Mursi'nin politikalarını reddetmemiz, bizim asla, Hamdeen Sabahi'nin Amr Musa, Muhammed El Baradey ve Kahire'de Amerikan Büyükelçisi ile tereddütsüz görüşen Seyid el Bedevi ile omuz omuza durduğu Ulusal Kurtuluş Cephesi'nin kuruluşuyla yapılan hokkabazlığı kabul etmemize neden olmayacaktır. Tüm bu yaşananlara rağmen Cephe'nin toplantıları hiçbir şey olmamış gibi devam ediyor.
Eski rejimin kalıntılarından uzak; devrimin ekmek, özgürlük ve sosyal adaleti kazanma hedeflerini tamamlama mücadelesini sürdürecek devrimci bir cephenin kurulması çağrısını yapıyoruz.
Aşağıdakiler için mücadele edeceğimize söz veriyoruz:
- Anayasa taslağının reddedilmesi ve toplumu, azınlıkları ve ezilenleri temsil eden bir kurucu meclisin yeniden seçilmesi,
- Diktatörce olan anayasal düzenlemenin alaşağı edilmesi,
- Hisham Kandil hükümetinin düşürülmesi ve devrimci bir hükümetin oluşturulması,
- Aylık 1500 poundluk bir asgari ücret, azami bir ücret sınırı konulması, geçici işçilerin daimi sözleşmeye geçirilmesi, özelleştirmelerin durdurulması ve alanında tekel olan şirketlerin devletleştirilmesi,
- Uluslararası Para Fonu'yla yapılan anlaşmalardan tamamen çekilinmesi.
Şeref şehitlerin, zenginlik ve iktidar halka!"
