Katliam yasasına hayır: Sessiz çoğunluk değil gürültücü bir azınlıksınız!

MARKSİST.ORG
Tipografi
  • Daha Küçük Küçük Orta Büyük Daha Büyük
  • Varsayılan Helvetica Segoe Georgia Times

Recep Tayyip Erdoğan “sessiz çoğunluk” lafını kullanmayı çok seviyor. Kritik her dönemeçte mutlaka kullanıyor tanımlamayı.

Gezi direnişi günlerinde "Gezi olayları azgın azınlığın, sessiz çoğunluğu sindirme teşebbüsüdür" demişti. 

31 Mart seçimlerinden önce de CHP’yi eleştirmek için “En azından zevahiri kurtarmak, üç beş fazla oy almak için bile olsa artık hiç kimse bu ülkedeki ‘sessiz çoğunluğu’ görmezden gelemiyor” diyen bir sosyal medya mesajı paylaşmıştı.

Bu iktidar azınlık iktidarıdır

Yine Erdoğan 29 Mayıs’ta AKP TBMM grup toplantısına “Elitlere değil, halka baktık” diyerek başladı; “Bağıranların, çağıranların değil, sessiz yığınların sesi olduk. Tuzu kurularla değil, şehrin çeperlerinde hayat mücadelesi verenlerle yol yürüdük.” 

Ardından “gelişmiş hiçbir ülkede olmayan bir başıboş köpek sorunu olduğunu” ve “bazı ülkelerin vatandaşlarını kuduz ve sahipsiz köpekler konusunda uyarmaya başladığını” söyledi.

Erdoğan AKP’nin kuruluşundan beri kullandığı “sessiz çoğunluk” sözüyle aynı anda birden çok hedefi vuruyor kendince. 

Öncelikle, gerçekten toplumun sayısal çoğunluğunun kendisini ve partisini desteklediğini iddia ediyor ki bu doğru değil. 31 Mart seçimleri, bu seçimleri her seçimde yaptığı gibi beka sorunu olarak kodlayan Erdoğan’ın, partisinin ve milliyetçi iktidar blokunun açık yenilgisiyle sonuçlandı. AKP ilk kez CHP’nin gerisinde kaldı. Kuruluş günlerindeki seçmen tabanına kadar geriledi.

Dolayısıyla iktidar çok açık ki bir azınlık iktidarı. 

Fakat Erdoğan aynı zamanda sokak hayvanları konusunda çoğunluğun kendi politikalarından yana olduğunu da iddia etmiş oluyor. Bu da doğru değil. En son Konya’da sokak hayvanlarının katledilmesi için yürüyüş yapan bir azgın azınlık, gerçekten onlu rakamlarla ölçülebilecek kadar küçüktü.

Sokak hayvanlarının öldürülmesi için çıkartılan gürültüye bakılsaydı Konya’da on binlerin sokağa çıkması lazımdı. 

Çıkmıyor.

Çünkü, sokak hayvanları konusunda ne sessiz bir güce sahiptir bu iktidar bloku ne de çoğunluktur!

AKP iktidarı elitlerin iktidarıdır

Bir başka iddia da bu “sessiz çoğunluğun” aynı zamanda yoksul çoğunluk, halkımız olduğu iddiası. Erdoğan grup konuşmasında “elitlere”, “tuzu kurulara” değil halka seslendiklerini söylerken bunu açık açık ilan ediyor. Böylece sokak hayvanlarını korumak ve hayvan haklarını savunmak sınıfsal bir tercih, yalnızca zenginlerin yapabileceği bir “hobi” gibi tanımlanıyor.

İnsan ne diyeceğini şaşırıyor tüm bu otoriter liderlerin halkları yanıltan açıklamalarına. Fakirden alıp zengini daha da zenginleştiren ekonomi politikaların mimarları kendileri değilmiş de, sanki zenginlere düşman halktan, yoksuldan yanalarmış gibi, sokak hayvanlarının öldürülmesine, hapsedilmesine, şiddete maruz kalmasına karşı çıkanlar zengin mahallelerin insanlarıymış gibi bir denklem kurmaları çok kurnazca görünebilir ama kimsenin inanacağı iddialar değil.

Hem yoksuluz hem sokak hayvanlarıyla dayanışıyoruz

Sayısız kaynak, cumhuriyet tarihinde sokak hayvanlarının katledilmesine karşı yoksul mahallelerde nasıl bir direniş olduğunu da yoksul mahallelerde sokak hayvanlarıyla dayanışmanın ne kadar yaygın olduğunu da gösterir.

Sokak hayvanlarını sahiplenmek, sokak hayvanlarının hayatta kalması için çabalamak yoksullarının dayanışma yeteneğinin bir başka göstergesidir.

Öldüremezsiniz, hapsedemezsiniz!

Erdoğan’ın aynı konuşmasında dile getirdiği kuduz verileri de hiçbir şekilde gerçeği yansıtmıyor. Erdoğan “O kadar ki maalesef bazı ülkeler vatandaşlarını kuduz ve sahipsiz köpekler için uyarmaya başladı.” 

Yine gerçeği eğip büküyor. 

Köpek saldırılarında kaç kişi ölmüştür? Peki kaç köpek işkenceyle öldürüldü? 

Ankara’da daha geçen hafta 15 köpek tecavüz edilerek, başları ezilerek öldürüldü. 

Peki kaç kadın cinayete kurban gitti? 

Bu yılın sadece ilk 6 ayında 205 kadın katledildi.

Biz erkekleri önce barınaklara kapatın, birileri sahiplenmezse uyutun diyor muyuz? Sadece yasalara uyun diyoruz.

Erdoğan “Yine son 5 yılda hayvana çarpma şeklinde 3 bin 534 trafik kazası, 55 ölüm” gerçekleşti diyor. TÜİK verilerine göre sadece 2023 yılında “Trafik kazalarında 6 bin 548 kişi hayatını kaybederken 350 bin 855 kişi yaralandı.”

Bu iktidar önce bir iç savaş yaşanıyormuş gibi sonuçlanan trafik canavarları sorununu çözerek işe başlamalı. Daha az araç, daha yavaş yolculuk yerine; hayvanların rahatça giremeyeceği yollar, araçların ve fosil yakıtın değil yaşamanın öncelik haline geldiği bir toplumsal örgütlenme yerine sokak hayvanlarını hapsetmeye dönük girişime hiçbir taviz verilemez. 

Seçimi kaybetmiş, azgınların ve zenginlerin koruyucusu durumunda olan bir iktidarın böyle bir düzenleme yapma yetkisi zaten yoktur. 

Elinizi sokak hayvanlarından çekin!

Sokakları çoraklaştıramazsınız. Öldüremezsiniz, hapsedemezsiniz!

Şenol Karakaş

(Sosyalist İşçi)

SON SAYI