Hepimiz Hrant’ız hepimiz Ermeniyiz!

AÇIKLAMALAR
Tipografi
  • Daha Küçük Küçük Orta Büyük Daha Büyük
  • Varsayılan Helvetica Segoe Georgia Times

Hrant Dink Vakfı, ırkçı olduğu çok açık olan odaklar tarafından tehdit edildi. Vakıf çalışanları, gelen tehdidi bir basın duyurusuyla kamuoyuyla paylaştılar. Tehdit mesajı, tanıdık olduğumuz bir dile sahip.

Hrant Dink Vakfı’nı ‘kardeş masalları’ anlatmakla suçladığını düşünen ırkçılar, Vakıf üyelerinin ve Dink ailesinin ülkeyi terk etmesini talep ediyor. Tehditçiler, Rakel Dink’i ve Hrant Dink Vakfı’nın avukatını öldürmekle tehdit ediyorlar.

Bizlere en tanıdık gelen cümle ise tehditçilerin “Bir gece ansızın gelebiliriz” demiş olmaları. Daha önce Agos gazetesi aynı cümleyle tehdit edilmişti. Bu laf, Türkiye’de ırkçıların ve örgütlü faşistlerin kullandığı bir kod gibi görülmelidir ve iktidar yetkilileri bu gelişmeyi en öncelikli gündem yapmalıdır.

Rakel Dink, Dink ailesi, Hrant Dink Vakfı çalışanları ve avukatlarının tehdit edilmesi çocuk oyuncağı değildir.

Buna cüret edenler de sıradan faşistler olamazlar.

Bu, Hrant Dink’in mücadelesine, mirasına yönelik bir meydan okumadır. Hrant Dink Vakfı, onun mücadelesinin mirasıdır. Bu mirasın; yüzleşme çağrısı, demokrasi çağrısı, barış çağrısı, bir arada yaşama çağrısı, adalet çağrısı, eşit koşullarda kardeşlik çağrısı olduğunu biliyoruz.

Vakıf’tan rahatsız olanlar işte bu mirastan rahatsız oluyorlar.

Bu tehdit mesajı çok tehlikeli bir gelişmedir. Tehlike, son dönemde kullanılan kutuplaştırıcı, ayrıştırıcı, ötekileştirici nefret söylemidir. Bu söylem, bu türden mesajları kaleme alan odaklara cesaret veriyor. Kuzguncuk’ta bir kiliseye saldıran şahıs, savcının talebine rağmen mahkeme tarafından serbest bırakıldı. Bu türden kararlar, ırkçı saldırganların “Nasılsa bana bir şey olmaz” diye düşünmesine neden oluyor.

Hrant Dink’in Arkadaşları’nın açıklamasında vurgulandığı gibi “Bir gece ansızın gelebiliriz” içerikli tehditler, mesajlar, uyarılar; siyasi iklimden, kutuplaşmadan, nefret söyleminden güç alıyor. Telafisi olmayan felaketlere giden yolun taşlarını döşüyor.

Bu yüzden, bu tehdit siyasi iktidar tarafından önemsenmeli, tehditçiler derhal yakalanmalı, cezalandırılmalıdır.

Bu türden tehditlerin taşıdığı tehlikenin azaltılması için, siyasi iklimin radikal bir şekilde değiştirilmesi gerekiyor. Kiliselere yönelik saldırıların sorumlularının yakalanması ve cezalandırılması önemli. Nefret söyleminin, dışlayıcı dilin, kutuplaştırıcı siyasetin terk edilmesi ve eşit koşullarda kardeşçe bir arada yaşamanın koşullarının yaratılması zorunluluk.

Hrant Dink’in katillerinin ve cinayette dahli olan kamu görevlilerinin yargılandığı davanın artık yıllara yayılmaması, “öldür diyenlerin” açığa çıkartılması, yakalanması ve yargılanması, Vakfa yönelik tehditleri çok daha tehlikeli hale getiren ırkçı iklimin geriletilmesi için önemli.

Rakel Dink’in, Dink ailesinin, Vakıf çalışanlarının ve avukatlarının yanındayız. Açılan soruşturmanın takipçisi olacağız. Tüm yurttaşları ve kurumları, dayanışmaya, ırkçı tehditlere karşı tepki göstermeye davet ediyoruz.

Hepimiz Hrant’ız, hepimiz Ermeniyiz.

DSİP
30.05.2020

SON SAYI