Siyasallaşmış yargı, neredeyse her gün bir adaletsizliğe imza atıyor.
CHP İstanbul İl Başkanı Canan Kaftancıoğlu, 9 yıl önce yaptığı sosyal medya paylaşımlarından dolayı 4 yıl 11 ay hapis cezasına çarptırıldı ve siyasi yasaklı haline getirildi.
Canan Kaftancıoğlu'na verilen bu haksız ceza, düşünce ve ifade özgürlüğünün ne derece kısıtlandığının bir örneğidir.
2013 yılında yazdığı sosyal medya paylaşımları, o günün koşullarına göre normal kabul edilmiş, paylaşıldıkları an herhangi bir soruşturma konusu olmamıştı.
Bu paylaşımlara 6 yıl sonra, yani 2019'da dava açıldı. 2019, AKP'nin İstanbul Büyükşehir Belediye seçimlerini iki kere kaybettiği yıldır. Aynı zamanda 2016 Temmuz'un da ilan edilen OHAL'in kalıcı hale getirildiği, Türk tipi başkanlık sisteminin tam anlamıyla devreye girdiği ve rejimin Canan Kaftancıoğlu gibi muhaliflere, iktidarı eleştiren fikirlere düşmanca davrandığı bir dönemin parçasıdır.
İktidarın siyasallaştırdığı yargının hışmını gösterdikleri, nefret suçu işleyenler, ayrımcılık yapanlar, alenen hedef gösterenler değil hoşuna gitmeyen muhalifler oluyor.
Canan Kaftancıoğlu da böylesi siyasetçilerden biridir. Bir kadın siyasetçi olarak konuşması ve mücadelesi, başından beri iktidar tarafından hedef tahtasına oturtulmasına neden oldu ve son yargı kararı Kaftancıoğlu’nun artık susturulmak istendiğini gösteriyor.
Anayasa Mahkemesi, Yargıtay'ın verdiği bu kararı bozmalıdır.
İktidar tarafından ayaklar altına alınan düşünce, ifade ve örgütlenme özgürlüğü için mücadele her işçinin, emekçinin, sosyalistin ve demokratın görevidir.
DSİP GYK