“19 Mart’ta Ekrem İmamoğlu’nun gözaltına alınmasıyla artan CHP’ye yönelik baskı dalgası, 7 Eylül’de CHP İstanbul İl Başkanlığı’na girişlerin polis barikatlarıyla kapatılması ve eylem yasaklarıyla yeni bir düzeye ulaştı.
Bir azınlık iktidarı durumundaki AKP-MHP koalisyonu, yargı ve polisi bir araç olarak kullanarak, anketlere göre olası bir seçimde en çok oy alacak olan CHP’yi bölmeye ve zayıflatmaya çalışıyor. CHP ilçe kongrelerinin durdurulmaya çalışılması, bu partinin İstanbul il yönetimine “kayyım” atanmaya çalışılması, iktidarın asıl amacının CHP genel merkez yönetimini yargı eliyle düşürmek olduğunu gösteriyor. Bu, seçme ve seçilme hakkına yönelik açık bir saldırıdır.
Bugün hak ve özgürlüklerin savunulması, AKP-MHP iktidarının CHP’ye yönelik tüm baskılarına karşı birleşik bir mücadeleyi inşa etmekten geçiyor. Demokratik alanın daraltılmasını hedefleyen her otoriter hamle, daha da baskıcı politikaların önünü açma ihtimali taşıyor, işçilere, kadınlara, LGBTİ+’lara yönelik yeni yasakları gündeme getiriyor.
Demokrasinin gasp edilmesine karşı direnecek, siyasal özgürlüklerimizi savunacağız.”
