İstanbul’un son sürgünleri

AÇIKLAMALAR
Tipografi
  • Daha Küçük Küçük Orta Büyük Daha Büyük
  • Varsayılan Helvetica Segoe Georgia Times

Bundan tam 50 yıl önce, 16 Mart 1964'te, gizli bir kararname ile İstanbul'da yaşayan Yunan uyruklu Rumlar, evlerini, şehirlerini terk etmek zorunda kaldılar. Kimisine 2 gün, kimisine birkaç hafta süre verildi. Gidenlerin, yanlarına sadece 20 kiloluk eşya ve 200 TL para alma hakları tanındı. Sınırdışı edilecek olanlara, polisler tarafından "zararlı faaliyet" yaptığına dair bir yazı zorla imzalattırıldı.

13 bin Yunan uyruklu Rum'un sınırdışı edilmesiyle, Türkiye vatandaşı olan eşleri, anneleri, babaları, sevgilileri de İstanbul'u terk etmek zorunda kaldı. Zorunlu tehcir yaklaşık 45 bin insanın hayatını etkiledi.

Çoğu Yunanistan'ı bir kez bile görmemişti, Yunanistan'la tek bağları dilleri ve dinleriydi. Apar topar sonunu bilemedikleri bir yolculuğa çıkarıldılar. İşlerini, evlerini terk edip gitmek zorunda kaldılar. Başka bir memlekette yeniden bir hayat kurmaya zorlandılar. Tarlabaşı'ndan, Kumbaracı yokuşundan, Yeniköy'den, Tatavla'dan kovuldular. Mallarına mühür vuruldu, banka hesapları bloke edildi.

Sürgün kararının hukuki gerekçesini, Türkiye ve Yunanistan arasında 1930′da yapılan İkamet, Ticaret ve Seyrisefain Anlaşması'nın Türkiye Cumhuriyeti tarafından 16 Mart 1964 tarihinde tek taraflı olarak feshedilmesi oluşturdu. Bu anlaşmaya göre, her iki ülkenin vatandaşlarının, diğer ülkeye seyahat etme, ticaret yapma ve yerleşme hakkı bulunmaktaydı. Ancak 1960'ların başında iyice gerginleşen Kıbrıs meselesi nedeniyle, Rumlar bir kez daha Yunanistan'a karşı misilleme politikasının sonucu, adeta rehine olarak değerlendirilmiş ve anlaşma Türkiye tarafından feshedilmiştir.

1964 yılında İstanbullu Rumların yüzyıllardır yaşadıkları topraklardan kitlesel bir biçimde koparılması, geride kalan mallarının gasbedilmesi, tek dil, din, ırka dayalı resmi politikanın en vahim uygulamalarından birisidir. Sonuçta, İstanbul'daki nüfusları 1964'ün başlarında 100 bin civarında olan Rumların bugünkü sayıları 2 bin civarına düşmüştür.

Bu trajediyi geri çevirmek mümkün olmasa da, yakın tarihimizde yaşanan bu karanlık sayfayla yüzleşmek, zorla sürgün edilen Rumların zararlarının telafisi dahil olmak üzere taleplerinin gerçekleşmesi için mücadele etmek, adalet ve demokrasi mücadelesinin vazgeçilmez bir parçasıdır.

DSİP Merkez Komitesi

16.03.2014

SON SAYI