Birleşmiş Milletler Hükümetlerarası İklim Paneli'nin (IPCC) raporu, iklim değişikliğinin yaşanmakta olduğunu, sera gazı salınmaya devam edilirse küresel ısınmanın daha da artacağını ve canlı hayatının, bu durumun çok yönlü sonuçlarıyla karşı karşıya kalmasının tartışmasız bir vaka olduğunu ortaya koyuyor.
Bilim insanları, aynı zamanda iklim değişikliğinin yavaşlatılabileceğini ve insan ile birçok tür için yaşamı imkansız kılacak koşulların önlenebileceğini söylüyor.
IPCC raporu, yaklaşmakta olan felaketin sorumlusunun küresel kapitalizm ve her bir hükümet olduğunu da ortaya koyuyor.
Atmosferdeki karbondioksit oranını 400 ppm'nin üzerine çıkartan, dünya işçi sınıfını sömüren kapitalistlerdir.
Bugün dünyaya iklim felaketlerini yaşatan, 1970'lerden bu yana küresel ısınma ve onu durdurmanın yolları bilindiği hâlde gereken önlemleri almaya yanaşmayan hükümetlerdir.
İklim değişikliğinin sorumlusu, sermayenin enerji ihtiyaçlarını karşılamak için küresel ısınmayı körükleyen AKP hükümetidir.
1990'da toplam sera gazı salımı 187,03 milyon tonken, 2011'de bu sayı 422,2 milyon tona ulaştı.
Türkiye'nin sera gazlarının yüzde 76'sı enerji üretiminden kaynaklanıyor.
Hükümet, Kyoto Protokolü'nü imzalamasına rağmen, sera gazı salımlarını azaltmak için hiçbir adım atmadı.
Daha fazla termik santral yaparak atmosfere tonlarca karbondioksit yolladı.
Erdoğan ve AKP yönetimi, kirli enerji politikasında ısrar ederken; yenilenebilir enerji kaynaklarına yatırım, enerji verimliliğini artıracak ve yüz binlerce işsize iş yaratacak tedbirlerin hiçbiri uygulanmadı.
Petrol ile otomotiv şirketlerinin ve kömür madeni sahiplerinin istekleri yerine getirilirken, milyonlarca insan kuraklık, aşırı sıcaklık, hortumlar, seller ve orman yangınlarıyla iklim felaketlerine maruz bırakıldı.
Türkiye'de AKP hükümetinin, dünyada işbaşında olan tüm kapitalist hükümetlerin kendi yarattıkları sorunu çözmeye yanaşmamaları, insan ve canlı yaşamının geleceğinin mücadele eden kitleler tarafından belirleneceğini gösteriyor.
AKP hükümetinin kirli enerji politikalarına %99 olarak "dur" diyelim. Yaşamı savunmak için küresel direnişi büyütelim. Şirketlerin kârları için değil, insanların ve tüm canlıların yaşamı için başka bir enerji istiyoruz.
- Petrol, kömür, doğalgaz fosil yakıt kullanımına derhal son verilsin.
- Güneş, rüzgar, yenilenebilir enerji kaynakları kullanılsın.
- Toplu taşıma ağları kurulsun.
- Yeni termik santral yapılmasın, mevcut olanlar kapatılsın.
- Tüm binalara ısı yalıtımı yapılsın.
Şenol Karakaş
DSİP Eşsözcüsü
27 Eylül 2013
