İçinde çok sayıda olumlu adımın olduğu 'demokrasi paketi', her şeyden önce, kolaylaştıracağı iddia edilen Kürt sorununun çözüm süreci açısından, yetersiz, oyalamacı ve Kürt halkının taleplerini karşılamaktan uzak bir içerikte çıkmıştır.
Oyalamacı bir paket
Olağan bir dönemde herhangi bir demokratikleşme hamlesinden söz etmiyoruz, çözüm sürecinde Kürt halkının en temel taleplerinin karşılanıp karşılanmayacağıdır söz konusu olan.
Bu talepler karşılanmamıştır.
Anadilde eğitim talebi karşılanmamıştır.
BDP'li tutukluların özgürlüğünü sağlayacak adımlar atılmamıştır.
Yerel yönetimlerde özerkliği güçlendirecek uygulamalardan söz edilmemiştir.
Bu durum, çözüm sürecini zora sokmuştur.
Andımızın kaldırılması önemlidir ama çözüm sürecinde yaşanan gerilimi çözme kapasitesine sahip değildir.
Farklı dillerde siyasi propaganda yapmak önemlidir ama Kürt halkının çözüm sürecinde dile getirdiği talepleri karşılamaktan uzaktır.
Kürt halkı, çözüm sürecinin en başından beri, anadilde eğitim, KCK'li tutukluların serbest bırakılması, yerel yönetimlerde özerklik ve Abdullah Öcalan'ın koşullarının iyileştirilmesinin önemine vurgu yapıyor. Açıklanan paket ise bütün bu talepler arasında sadece anadil konusunda özel okullarda serbestlik tanıyor.
Kürtleri ve barış isteyenleri oyalayan, kalıcı barışın kazanılması için çözüm yolunda barış sürecinin gereğini yerine getirmeyen bir yaklaşımın ürünü olan demokrasi paketi, demokrasi için daha güçlü, daha kitlesel, daha sürekli bir mücadele içinde olmamız gerektiğini de gösterdi.
Her alanda tam özgürlük istiyoruz!
Pakette yer alan birçok madde, on yıllardır demokrasi mücadelesi veren toplumsal kesimlerin talepleridir.
Başörtüsüne özgürlük, bunun için yıllardır mücadele eden yüz binlerce kadının eseridir.
Mor Gabriel'in iadesi, imha edilmiş Süryani halkının adalet ve hukuk mücadelesi ile sağlanmıştır.
Ancak pakette yer alan değişikliklerin, halkın demokratik talep ve beklentileri karşısındaki azlığı ortadadır.
MHP ve CHP'nin ırkçı ve milliyetçi yaklaşımları, paketi daha açıklamadan itibarsızlaştırmaya yönelikti. Paket açıklandıktan sonra da CHP'li milletvekillerinin, özellikle başörtüsü özgürlüğü ve andımızın kaldırılmasıyla ilgili Kürt düşmanı, İslamofobik açıklamaları, demokratik ufku zaten sınırlı olan hükümeti daha da sağa çekmeyi hedefleyen bir kampanyanın sürmekte olduğunu bir kez daha gösterdi.
Bu nedenle, demokrasi hiçbir pakete sığmaz diyerek, paketle birlikte gelen tüm olumlu adımların, on yıllardır mücadele veren insanların eyleminin sonucu olduğunu görerek sahipleniyoruz.
Nefret suçunun demokrasi alanının gündemine alınması, başörtülü kadınlara kamuda özgürlük tanınması, anadilin özel okullarda da olsa öğrenilebilmesinin önünün açılması, seçim sisteminin tartışmaya açılması gibi bir dizi adım önemlidir ama yetmez!
Biz tüm alanlarda sınırsız gösteri, düşünme, ifade ve örgütlenme özgürlüğü istiyoruz.
Kadınların, LGBT bireylerin, Alevilerin, tüm inanç gruplarının, azınlıkların özgürlüklerinin önündeki tüm engellerin kaldırılmasını istiyoruz.
Özgürlükleri öncelik-sonralık sırasına sokmayan tüm toplumsal muhalefet bileşenlerini, demokrasi güçlerini, hükümeti çözüm sürecini kalıcı bir barış sürecine dönüştürecek adımları atmaya zorlamaya çağırıyoruz.
Ne bizlerin ne çözüm sürecinin ne de Kürt halkının oyalanmaya tahammülü var!
Özgürlük istiyoruz ve mücadelemizle kazanacağız.
Şenol Karakaş
DSİP Eşsözcüsü
30.09.2013
