Filistin'e Özgürlük Platformu, yeni yıla girerken Gazze'deki katliamı İstanbul'da protesto etti ve 'derhal ateşkes' dedi.
Kadıköy İskele Meydanı'nda Gazze'de katledilen çocukların isimlerinin yazıldığı pankartı açan göstericiler, Filistin bayraklarının yanı sıra İsrail'le ilişkilerin kesilmesi ve Yahudi halkına düşmanlığa çıkan içeren dövizler taşıdı.
'Katil İsrail, Filistin'den defol', 'Dur dur soykırımı durdur', 'Yaşasın Halkların Kardeşliği" sloganlarının atıldığı eylemde Gazze'de katledilen Filistinli şairin dizeleri birçok dilde okundu. Konuşmalar yapıldı ve girişimin basın açıklanması duyuruldu.
Akış sırasıyla eylem
Filistinli şair, akademisyen, yazar ve aktivist Rıfat el-Arir kardeşleri ve onların çocukları ile birlikte 7 Aralık 2023’te İsrail bombardımanında öldürüldü. Öldürülmeden birkaç gün önce yazdığı şiir ve bu şiirin çevirileri aşağıda.
Ölmeliysem, Bir Mesel Olsun bu Ölüm
If I must die,
you must live
to tell my story
to sell my things
to buy a piece of cloth
and some strings,
(make it white with a long tail)
so that a child, somewhere in Gaza
while looking heaven in the eye
awaiting his dad who left in a blaze—
and bid no one farewell
not even to his flesh
not even to himself—
sees the kite, my kite you made, flying up
above
and thinks for a moment an angel is there
bringing back love
If I must die
let it bring hope
let it be a tale.
Şiirin İngilizcesi
----
Ölmeliysem, Bir Mesel Olsun bu Ölüm
Eğer Ölmeliysem ben
Sen yaşamalısın benim hikâyemi anlatmak için
Eşyamı satıp savıp
Bir parça kumaş satın almak için
Biraz da ip
(beyaz olsun, uzun da bir kuyruğu)
Ki Gazze’de bir yerlerde bir çocuk
Cennetin gözünün içine dalıp gitmiş,
Babasını beklerken –
Hani kimseye, kendi tenine ve bedenine bile
Elveda bile demeden gitmiş babasını beklerken –
Uçurtmayı görüversin birden o çocuk
Yukarılarda bir yerde
Benim uçurtmamı, hani o senin yaptığın
İşte onu
Ve bir an için sansın ki bir melek var orda
Sevgiyi yeryüzüne geri getiren
Eğer ölmeliysem ben
Bırak umut getirsin bu ölüm
Bırak bir mesel olsun
Çeviren: Ömer Madra
----
Ger pêwîst be bimirim bila bibe çîrokek ev mirin
Ger pêwîst be bimirim
Divê tu bijî
ji bo ku tu çîroka min vebêjî
Mal û milkê min bifiroşe
û pê perçeyek qumaş bikire
û hinek ta
(Bila sipî be, dûvika wî dirêj)
Zarokek li dereke Xezzeyê
dema çav li rêya bavê xwe ye
di çavê bihuştê de ketiye xewê –
Bavê wî bêyî ku xatir ji can û cesedê xwe bixwaze koça dawî kiriye –
Bila ji nişka ve bafirokekê bibîne ew zarok
li dereke bilind
bafiroka min, ew a ku te bi destê xwe çêkiribû
Ha ew
û hema kêlîyek be jî bila jê were ku melekek li wê derê ye
ku hezkirinê car din tîne parzemînê
Eger pêwîst be bimirim
bihêle bila hêviyekê bide ev mirin
bihêle bila ev mirin bibe çîrokek
Kürtçe’ye çeviren: Mevlüt Oğuz
----
إن كان لا بدّ أن أموت
فعليك أن تعيش أنت
لتروي قصّتي
وتبيع كلَّ أشيائي
وتشتري قماشةً وعُصباً
ولتكن بيضاء طويلة
حتى يرى طفلٌ في مكان ما من غزّة
السماء في عينيه
مُنتظراً أباه الذي رحل في لمح البصر
دون أن يُودّع أحداً
ولا حتّى جسده
يرى الطفل الطائرة الورقية ، طائرتي
التي صنعتها ، تُحلّق عالياً
ويظنّ للحظة أن في السماء ملاكاً
يُعيد الحبّ
إن كان لا بدّ أن أموت
فليأتِ موتي بالأمل
فليصبح حكاية ...
Çeviren: Taha Elgazi
---
СЫЛ1ЭНФАЕМЭ ЩЫСЭ ТЕРЭК1 СИЛ1АК1Э
Егъэзыгъэу сыл1энфаемэ сэ
О упсэунфай си пш1ысэ п1отэжынэу.
Си к1энхэр япшэжэу мок1э – мык1э,
Шэк1 т1эк1у къэпшэфын фэш1к1э, т1эк1уи 1удан.
Фышы орэхъу к1ахьыбзэу зы к1э ерэ1, пш1ышты жыгъэбыбым,
Газзэм зыпак1эгорэм зы к1элэц1ык1у;
Хьадырыхэ Тхъап1эм и ку дэдэ хафэу к1уагъэ
Ятэ ежэ зэхъум, зыми ипкъынэлыни (ш1ук1э) аримы1о.
Жыгъэбыбыр ош1эдэмыш1эу ерэлъэгъу а к1элэц1ык1ум.
1Атыгъэ дэдэу, сэ си жыгъэбыб,
Къэш1эж о къысфэпш1ыгъагъэрары,
Зэ шъхьай ерэш1ош1, адэжым зы Тхьа1уфыд шы1,
Аш ш1улъэгъур к1ыналъэм къырерэхьахыж.
Сыл1энфаеме сэ!
Зы гугъуэ горэ къерэхьыж мы л1ак1эм,
Пэрыуэ уфэмыхъу шысэ терэк1.
Çerkesce çevirisi
----
Hakan Tahmaz’ın mektubu
Gazze’de 7 Ekim’de tarihinde bu yana her an, her saat sayıları onlarla ifade edilen Filistinli çocuk İsrail askerlerinin kurşunuyla bombasıyla katlediliyor. Dünya âlem yeni yılla girmeye hazırlanıyor. Dünyanın muktedirlerinin desteğini arkasına alan İsrail başbakanı Netenyahu ölü seviciliğin keyfini çıkararak yeni yıla giriyor.
12 Yıl önce Şırnak’ın Uludere ilçesine bağlı Roboski köyünde TSK’ye ait savaş uçaklarının bombalarıyla 19’u çocuk 34 Kürt yurttaşımızın katledilmesiyle söylediğimiz gibi Unutursak Kalbimiz Kurusun diye dünya haykırmak, insanlarımızın vicdanlarını harekete geçirmek için katledilen Filistinli çocuklar için ses çıkartıyoruz. İsrail’in soykırımı unutmada yeni yıla girelim.
---
Tuna Emren’in mektubu
21. yüzyılda artık olmaz denilen bir şey oluyor. Binlerce çocuk öldürülüyor. Yüzlerce çocuk enkazların altında. Hastaneler yıkılıyor. Bu katlanılmaz bir acı. Biz bu kadar uzaktan böyle derinden hissederken bu acıyı, Gazzelilerin neler yaşadıklarını tahmin bile edemeyiz. Ama şunu biliyoruz, öfkeleri öfkemizdir. Bu 83 günü unutmayacağız. 2024 bu İsrail’in bu kanlı saldırısına son vermek için elimizden geleni yapacağız. Söz veriyoruz.
---
Basın açıklaması tam metni:
Gazze için, Filistin için, Gazze’de acil ateşkes talebimizi bir kez daha haykırmak için buradayız. Dile kolay, tam 83 gündür Gazze, Filistin halkı yakılıp yıkılıyor, öldürülüyor. 83 günde 30 bine yakın insan, 11 bini aşkın çocuk ve 6 bine yakın kadın katledildi. Öldürülenlerin yüzde 90’ı sivil. Dünyanın gözü önünde bir halk yok ediliyor, bir soykırım yaşanıyor. Hala ateşkes yok, durmuyor. Her 10-15 dakikada bir çocuk öldürülüyor. 226 sağlık çalışanı katledildi. Gazze’de yaşananları aktarmaya çalışan basın mensupları hedef alındı, 101 gazeteci öldürüldü. 135 sağlık merkezi hedef alındı. 165 basın merkezi enkaza döndü. Bu aktardıklarımızın hiçbirisi basitçe bir sayı değil. 2,5 milyonluk nüfusun 2 milyona yakını yerinden, evinden edildi. Sağlık merkezlerinin yarısından fazlası yok edildi. Camiler, kiliseler, su sanitasyon merkezleri yok ediliyor. Apaçık bir halk, bir şehir yok ediliyor gözlerimizin önünde.
Soykırım yaşanıyor…
Sivilleri, çocukları, kadınları, sağlık çalışanlarını, basın mensuplarını bütün savaş kurallarını yok sayarak hedef alan, katleden İsrail bir savaş suçu işliyor. Bu gerçekleri hiç ara vermeden dile getirmeye devam edeceğiz. Kitlesel bir katliamın kanıksanmasına, “normalleştirilmesine” asla ama alsa izin vermeyeceğiz. Hem kayıplarımızı hatırlatacağız, her çocuğun, her kadının her Gazzelinin adını hafızalarımıza kazıyacağız, hafızalara kazanması için elimizden gelen tüm çabayı göstereceğiz. Filistinli bir cerrah olan Ghassan Abu Sittah, Gazze’de Al Ahli hastanesinin vuruluşunda oradaydı. Ve yaşananlara tanıklık etti, tüm dünyanın duyması, görmesi için de gördüklerini anlatıyor. Örneğin, “Öncelikle Al Ahli’yi vurdular. İngiliz hastanesi vurulursa dünya kamuoyundan ne denli bir tepki geleceğini ölçmeyi hedefliyorlardı. Gelen tepkinin cılızlığını görünce diğer hastanelere saldırılarını yoğunlaştırdılar” diyor. Örneğin, kuzey Gazze’den güneye giderken dar bir koridordan geçmeye zorlandıklarını anlatırken “Koridorun iki yanında yüz tanıma teknolojisiyle donatılmış dürbün ve kameralarla izleniyorduk...Zaman zaman bir kişi guruptan ve çocuklarından ayrılıp götürülüyordu, yol boyunca özellikle yol kenarında terk edilmiş cesetlerin önünden geçirildik” diyor. Bu tanıklıklar, her gün televizyonlarda gördüklerimiz öfkemizin büyümesine, sistematik bir şekilde örgütlenen bir kitlesel cinayet karşısında var gücümüzle haykırmamıza neden oluyor.
Filistin Halkı Yalnız Değildir!
Unutmayacağımız diğer bir gelişme, İsrail saldırılarının ilk haftasında Avrupa Birliği ülkelerinin Gazze’ye insani yardımın ulaştırılmasını reddetmesiydi. İsrail’e daha da sert bir şekilde, devlet terörünün tüm mekanizmalarını pervasızca uygulaması için ihtiyaç duyduğu destek bu riyakarlıkların arkasında gizliydi.
Unutmayacağız!
İsrail bu cüreti ABD ve İngiltere gibi ülkelere arkasını yaslamasından alıyor. İsrail’e para ve silah yardımının emperyal bir bağlantıyla sürekli bir şekilde aktarılması ve bu soykırım girişimine kesintisiz bir politik destek verilmesi sadece Filistin’i yalnızlaştırmakla kalmıyor. 21. yüzyılda, hemen şimdi “Dur” demek zorunda olduğumuz bir vahşet meşrulaştırılıyor. Gazzeli hekim Abu Sittah, “Bu devirde soykırım olamaz demeyin, dünyanın gözü önünde oluyor. İsrail’in hedefi askeri bir zafer değil Filistin halkının bu topraklardan silinmesi” diyor.
Bu koşullarda, Türkiye’de iktidardan da tam bir şeffaflık istemek hakkımız. İsrail ile Türkiye’nin devletler nezdinde kurduğu askeri ve ticari ilişkiler derhal kamuoyuna açıklansın. Türkiye limanlarından hangi gemiler İsrail’e hangi malzemeleri taşıyor? Türkiye Cumhuriyeti devleti ile İsrail devleti arasında nasıl bir askeri ve ticari ilişki var?
Devletler arası bu ikili anlaşmaların hemen sona erdirilmesini istiyoruz. Gazze halkının yanında görünüp, limanlardan gemilerin kalkmasına izin vermek ve İsrail devletiyle normal ilişkiler sürdürmek kabul edilemez. Sadece İsrail’le değil, ABD’yle de kurulan tüm askeri ilişkilere son verilmesini istiyoruz. Türkiye bölgede tüm ülkelerle barışcıl ve diyaloğa dayalı bir ilişki kurmalı ama aynı zamanda 75 yıllık işgal politikalarını durdurmak için İsrail devletini yalnızlaştıracak ve dünya politik arenasından aldığı desteği ortadan kaldıracak girişimlerde bulunmalıdır. ABD’nin İsrail’e verdiği yayılmacı desteğin sorgulanmasını sağlamanın yolu, bir yandan bölgede barışçıl politikalarla öne çıkmakken aynı zamanda ABD’nin Türkiye’deki askeri üslerinin kapatılmasıdır.
Irkçılığa Dur De!
Bir sözümüz de İsrail’e karşı çıkarken genel olarak Yahudileri, özel olarak da Türkiyeli Yahudileri suçlayan, ırkçılık yapan, antisemitist yaklaşımları benimseyenlere. İnsanların Gazze için duyduğu haklı öfkeyi halklar arasına nefretle örülü duvarlar dikmek için kullanmanıza izin vermeyeceğiz. Gazze için sokağa çıkan, Gazze için haykıran, halkların eşit koşullarda kardeşliğini savunanların mücadelesinin antisemitizmle hedefinden şaşırtılmasına, barış isteyen kalabalıkların mücadele isteğinin ırkçı fikirlere dönüştürme hamlelerine izin vermeyeceğiz.
Öfkeliyiz ama umutsuz değiliz. Tüm dünyada milyonlarca insan Gazze’yle dayanışmak için harekete geçti. Ses çıkartıyor, kendi hükümetlerine baskı yapıyor, dayanışma ağlarını örgütlüyor, İsrail’le askeri anlaşmaların dondurulması için yüz binlerce insanın katıldığı eylemler örgütlüyor. Dünyanın birçok yerinde işçiler, kadınlar, akademisyenler, sanatçılar, sinemacılar, gazeteciler Gazze’yle dayanışmanın gündemde kalması için bedel ödemeyi göze alarak direniş gösteriyor.
Bu çabaların sonucunda, üç hafta önce Birleşmiş Milletler Genel Kurulu’nun ezici bir çoğunlukla kabul ettiği karar tasarısı, “İvedilikle insani ateşkes çağrısı” yapıyor. Sivillerin korunması konusundaki uluslararası yükümlülükleri hatırlatıyor ve “insani yardıma erişimin sağlanmasını” talep ediyor.
Gazze için küresel eylemler sayesinde, ateşkese dair BM Genel Kurulu’nda 27 Ekim’de oylanan ilk kararda 121 ülke lehte oy kullanmışken, aralık ayında Gazze’den yana olan ülke sayısı 153’e yükseldi. Tüm dünyada Gazzelilerin çektiği ıstırabı yüreğinin en derinlerinde hisseden milyonlarca insanın umut veren eylemleridir. Çünkü ancak bu şekilde, hegemonik kibir içindeki İsrail ve ABD yalnızlaştırılabilir. Bizler de bu milyonların parçasıyız.
Yeni yıldan dileğimiz özgür bir Filistin ve bu dilek gerçekleşene dek, soykırımı durdurana, Netanyahu’nun savaş suçlarında yargılanmasını sağlayana kadar mücadelemizden vazgeçmeyeceğiz!
Yeni yıla girerken her şeyimizle Gazze’nin yanındayız.
Herkesi yeni yıla girerken Gazze için ses çıkartmaya çağırıyoruz.
Gazze’de ateşkes-Filistin’e özgürlük
Filistin’e Özgürlük Platformu adına
Esra Mungan-Fatma Örgel-Meltem Oral