Hafta içinde Baas rejiminin işkenceleriyle katledilen muhaliflere ilişkin görüntülerin basına yansımasından sonra, bugün İstanbul'da bir grup aktivist Suriye Konsolosluğu'nun önüne yürüdü. Burada yapılan basın açıklamasının ardından, konsolosluğun kapısına "Katil Esad hesap verecek", "İnsanlık onuru işkenceyi yenecek" dövizleri bırakıldı.
Konsolosluk önüne "Suriye halkı yalnız değildir", "İşkenceci katil Esad" dövizleri ve "Yaşasın Suriye Devrimi", "Katil Esad hesap verecek", "İnsanlık onuru işkenceyi yenecek" sloganlarıyla yürüyen grup adına burada yapılan basın açıklamasını Ozan Tekin okudu. Açıklama şöyleydi:
"İşkenceci Baas rejimi gidecek! Suriye Devrimi kazanacak!
Suriye'deki diktatörlüğe bağlı güçlerin işkenceyle katlettiği binlerce insanın fotoğrafları ortaya çıktı.
Bu kareler, rejimin devrimi ezmek için ne kadar vahşileşebildiğini, Baas çetelerinin zaten uyguladıkları bilinen insanlık dışı işkenceleri bir kez daha gösterdi.
Rejim, ablukaya aldığı bölgelerde insanları aç bırakıyor, elektrik ve suya erişimi kesiyor, yakaladığı muhalifleri türlü türlü yöntemlerle işkencede katlediyor.
Ortaya çıkan fotoğraflar, 27 Mayıs, 12 Mart ve 12 Eylül gibi darbeleri ve onların zindanlarını görmüş Türkiyeli muhalifler açısından oldukça tanıdık.
Suriyeliler, 40 yıllık diktaya karşı özgürlük, haysiyet, demokrasi ve sosyal adalet için ayaklanmışlardı.
Deraa'da başlayıp diğer bölgelere yayılan gösterilere karşı devlet güçleri şiddet uyguladı. Kalabalıkların üzerine ateş açtılar, insanları kaçırdılar, zindanlara attılar, işkence ettiler.
Ölenlerin sayısı hızla artarken, muhalefet bir noktadan sonra barışçıl gösterileri korumak için silahlanmak zorunda kaldı.
Silahlı mücadelede Baas rejiminin bir dizi avantajı vardı; tankları, Rusya'nın verdiği gelişkin silahları, savaş uçakları, düzenli bir ordu ve şebbihalardan oluşan bütünlüklü bir devlet mekanizması. Bunlara dayanan Suriye devleti, her ülkedeki egemenlerin yaptığı gibi, "terörizme karşı mücadele" adı altında baskıya ve zorbalığa isyan edenlere acımasızca saldırdı.
Her gün gerçekleştirilen hava saldırılarıyla on binlerce kişiyi öldürdü.
Suriye nüfusunun yaklaşık beşte biri, 4 milyonu aşkın insan, katliamlardan ve işkencelerden kaçarak komşu ülkelere sığındı. Ülkenin yarısı, 11 milyon kişi evinden oldu. Yüz binlerce Suriyeli, Türkiye'de mülteci statüsü olmadan sefalet ve yoksulluk içinde yaşıyor.
Bugün Suriye Devrimi başlayalı neredeyse üç yıl oldu.
Bombardımanlara, savaş uçaklarına, Esad'a destek veren küresel ve bölgesel müttefik güçlere karşı, Suriye halkı direnmeye devam ediyor.
Rejim, tam da bu yüzden Suriye halkını ne yaparsa yapsın yenemiyor.
Bizler, Türkiye'de özgürlük ve demokrasi için mücadele edenler olarak, Suriye halklarının özgürlüğünü ve kendi kaderlerini belirleme hakkını savunuyoruz. Rojava'daki özerklik ilanını selamlıyoruz.
Hiçbir diktatörlük, baskıyla, katliamlarla sonsuza dek ayakta kalamaz.
Baas rejimi de mutlaka kaybedecek!
İnsanlık onuru işkenceyi yenecek!
Devrimi ezmek için her yola başvuran Beşar Esad'ı Suriye halkı devirecek!"
Eylemde ayrıca, 16 yıl Baas rejiminin zindanlarında hapis yatmış olan, son olarak hem rejim hem Irak Şam İslam Devleti (IŞİD) tarafından aranırken Suriye dışına çıkan solcu muhalif yazar ve aktivist Yassin al Haj Saleh de bir konuşma yaptı.
Basın açıklamasının ardından, Suriye Devrimi'ni destekleyen aktivistler, konsolosluğun kapısına "Katil Esad", "Suriye halkı yalnız değildir" yazan ve Suriye'de Esad'a karşı mücadele eden sosyalist örgüt Devrimci Sol Akım'ın logosunun olduğu dövizleri bıraktılar.
Basın açıklamasının videosu:
Yassin al Haj Saleh'in konuşması: