DSİP Ankara İl Örgütü üyeleri, Mısır Devrimi'nin başlangıcının üçüncü yıl dönümünde, Mısır'daki cunta rejimini protesto etmek ve darbe karşıtlarıyla dayanışmak için Mısır Büyükelçiliği önündeydi.
Eylemde "Katil Sisi, katil Esad", "Zafere kadar sürekli devrim", "Cuntacılar yenilecek, Mısır halkı kazanacak", "Mısır halkı yalnız değildir" sloganları atıldı.
DSİP üyeleri tarafından okunan basın açıklamasının metni şöyleydi:
"Kahrolsun cunta rejimi yaşasın Mısır devrimi!
Tunus'ta Muhammet Buazizi'nin kıvılcımını çaktığı yangın 3 yıl önce bugün Mısır'a oradan da tüm dünyaya yayılmıştı. Mısır halkı hepimize ilham veren Tahrir Meydanı'nı doldurmuş, grevler ve kahramanca direnişlerle 18 gün gibi kısa bir süre içinde 30 yıllık diktatör Hüsnü Mübarek'i devirmeyi başarmıştı.
Devrim 3 yıl boyunca çeşitli kereler yüzünü yine gösterdi. Grevler hiçbir zaman hız kesmedi. Önce askeri yönetime karşı daha sonra Mursi liderliğindeki hükümete karşı insanlar sokaklara döküldüler. Gelen hiçbir yönetim devrimin taleplerini karşılamayı başaramadı. Ne ekmek ve adalet, ne de özgürlük isteği tam anlamıyla karşılandı. Ne istediklerini gayet iyi bilen Mısırlılar da sokaklarda, fabrikalarda, işyerlerinde grevlere devam ettiler.
Ordu, başından itibaren devrimin düşmanıydı çünkü Mısır ordusu aslında rejimin kendisidir. Halkın tepkisi sonucunda Mübarek'ten vazgeçmişlerdi ancak işkenceleri ve suçları yüzünden cezalandırılmadılar, ekonomideki ve siyasetteki rollerinden hiçbir zaman vazgeçmediler. Fırsatını bulduğunda ise eski rejimi yine tesis etmek için iktidara el koydular.
3 Temmuz 2013 Mısır tarihi için kara bir gün oldu. Ordu, hükümete karşı sokağa çıkan hareketi özgürlüğü boğmak için çaldı ve yönetime el koydu. Bugün Mısır'da grevler yasaklanıyor, demokrasi askıya alınıyor, gösteri yapma özgürlüğü yok! Ordu, kendisine karşı her gösteriye katliamlarla, ateş açarak cevap veriyor, tıpkı cezaevinden çıkardıkları Hüsnü Mübarek'in bir zamanlar yaptığı gibi.
Liberaller ve soldaki güçlerin bir kısmı darbecilerin arkasında hizaya girmiş durumda. Sendika bürokrasileri "Müslüman Kardeşler'e karşı ordunun mücadelesini desteklemek" bahanesiyle grevleri durdurmaya çalışıyor. Tıpkı Türkiye'deki 12 Eylülcüler gibi bir darbe anayasası hazırlandı ve kabul edildi. Oylamaya %38 katılım oldu ve anayasa referandumunda %98.1 evet oyu çıktı.
Darbeci Sisi'nin zaferinden memnun olanlar dünyanın kanını emenlerdir. Emperyalistler bu zaferden memnun olmuşlardır, diğer ülkelerin diktatörleri darbeyi sevinçle karşılamıştır. Suriye'de halkını katletmekte olan diktatör Beşşar Esad, Mısır darbesini ilk selamlayanlardandır.
Mısır'daki devrimden ilham alanların, dünyanın dört bir yanında Atina'da, Tahrir'de, Gezi Parkı'nda, İspanya'da, Suriye'de özgürlük için direnenlerin yapması gereken 25 Ocak Devrimi'ne sahip çıkmak, Mısır'da darbeye karşı direnenlerle dayanışmaktır.
25 Ocak 2011'de başlayan Mısır Devrimi hem diktatörlüğün baskısına, hem de neoliberal adaletsizliğe bir başkaldırıydı. Tahrir'deki özgürlük çığlığı Mısır'ın fabrikalarında, Mahalla'da, İskenderiye'de, Süveyş'te işçilerin grevleriyle birleşiyordu. Mısır işçi sınıfı, darbecileri tarihin çöplüğüne yollayabilecek güce sahiptir. Mısır'da darbeye karşı 25 Ocak Devrimi'nin ruhuyla direnen aşağıdan hareketi desteklemek için devrimin yıldönümünde sokaktayız.
Kahrolsun cunta rejimi! Katil Sisi defol!
Zafere kadar sürekli devrim! Yaşasın Mısır Devrimi!"