Antikapitalist Forum'da Kürt sorunu tartışması

ETKİNLİKLER
Tipografi
  • Daha Küçük Küçük Orta Büyük Daha Büyük
  • Varsayılan Helvetica Segoe Georgia Times

Devrimci Sosyalist İşçi Partisi İzmir İl Örgütü'nün düzenlemiş olduğu Antikapitalist Forum'un ilk gününde, 12 Ekim Cuma günü "Kürt sorununda çözüm" başlıklı toplantıda BDP İzmir Eşbaşkan Yardımcısı Abdülbaki Günyeli ve DSİP MK üyesi Roni Margulies konuştu.

İlk olarak Abdülbaki Günyeli yaptığı konuşmada, ''Sorunun neresindeyiz? Sorunun kaynağı nedir? BDP bu sorunun neresindedir?" sorularıyla olaya yaklaşılması gerektiğini belirterek şunları söyledi:

"Kürt sorunu binlerce yıldır kendi topraklarında yaşayıp kendi dilini, kültürünü yaşayamayan bir halkın sorunudur. Aslına baktığımızda sorun kimlik sorunudur, varoluş sorunudur, temel insani haklar sorunudur. Halkı baskı altında tutan egemen devletlerin çıkar sorunudur. T.C devletinin kuruluşundan günümüze kadar derinleşerek devam eden Kürt meselesi, ilk hükümetten tutun da günümüz AKP hükümetine kadar hep çözümsüz kalmış, aynı zamanda çözüm için atılan bütün adımlarda savaş dili kullanmıştır. Yaptırım ve asimilasyonlarla sorun çözülmeye çalışılmıştır. Bütün bunlara rağmen çözümün muhatabı ve çözümün kilit adamı Sayın Abdullah Öcalan'dır'' dedi.

"Devleti masaya oturtan Kürt halkının mücadelesi"

Abdülbaki Günyeli'den sonra sözü alan DSİP MK üyesi Roni Marguiles ise Kürt açılımı denen süreç ve PKK gerillalarının Habur'dan girişinden sonra devleti çözümsüzlüğü sürdüren işler yaptığını söyleyerek şöyle konuştu:

''DTP'nin kapatılması, Kürt siyasetçi ve akademisyenlerin tutuklanması ve "KCK" davalarıyla sorun daha da derinleştirilmiştir. Günümüz koşullarında Kürtçenin okullarda seçmeli ders olması asıl utanç duyulması gereken bir olaydır. Tayyip Erdoğan da AKP'nin son kongresinde pantürkizm ve panislamizmi anlatmaktan öteye gidememiştir. AKP kendi içinde büyük çelişki yaşamaktadır, çelişkilere neden olan parti üzerindeki büyük baskılardır. AKP'yi Kürt sorununu çözmeye iten baskılardan ilki egemen sınıfın, yani TÜSİAD'ın baskısıdır. İkincisi ise Kürt mücadelesinin haklılığı ve kararlılığıdır. Kürt mücadelesi hükümeti masaya oturtmaya ve çözüme zorluyor. Yirmi yıl öncesinde Kürt kelimesi yasakken şimdi ise istenilen şekilde konuşuluyor; bu da Kürt mücadelesinin haklılığından kaynaklanıyor. Yıllardır savaş içinde olan Türkiye halkları savaştan bıkmıştır. Halkta, savaşın bitmesi ve Mezopotamya topraklarına barışın gelmesi gerektiği inancı vardır. Özlenen bu barışa ulaşmak için Türkiye'de büyük bir barış harekatı inşa edilmelidir. Türklerden oluşan büyük bir kitlenin barış talebi hükümeti çözüme götürür.''

SON SAYI