Kemer sıkma dayatmasına, büyüyen gelir ve vergi adaletsizliğine karşı işçi hareketi ayakta.
Türk-İş kitlesel ve tarihi Ankara mitingi, işyerlerindeki mücadele isteğinin ne kadar yaygın olduğunu ortaya koydu.
Yüz binlerce işçinin üyesi olduğu sendikaların konfederasyonunun merkezi bir kararla neler yapabileceğini gördük.
Çerkezköy, Zonguldak ve Bursa’da bölgesel mitinglerin ardından Türk-İş yönetimi 24 Eylül’de bir saat iş bırakılacağı, yürüyüş ve oturma eylemleri yapılacağı kararını bölge temsilciliklerine ve bağlı sendikalara bir yazıyla bildirdi.
24 Eylül’de birçok şehirde ve iş kolunda bu eylem kararı uygulandı. Sendikaların işyeri temsilcilikleri, sendika şubesi ve genel merkez arasındaki koordinasyon sağlandı. Bu koordinasyon sayesinde 20 Ekim’de çoğu kişi tarafından beklenmedik büyüklükte bir gövde gösterisi kolayca gerçekleştirilebildi.
Eğer çarklar harekete geçerse, sendikalar bürokratik ve statükocu genel tutumlarından çıkar. Bugün olduğu gibi etkili mücadele araçlarına dönüşür. Bunu sağlayan sendika yöneticilerinin ileri görüşlülüğünden çok, onları mücadeleye zorlayan işyerindeki sendikal örgütlenmedir.
Türk-İş sadece genel merkez, şubeler, temsilciliklerden oluşmuyor. Ağırlıklı olarak kamuda ve fakat sanayinin merkezinde de örgütlü olan konfederasyon, güçlü işyeri örgütlenmelerine sahip. Bu örgütlenmeler sayesinde iş bırakmalar ve protesto eylemleri hayata geçirilebiliyor.
Bugünkü mücadeleyi daha ileri bir düzeye sıçratmak, üretimin gerçekleştiği ve üretimden gelen gücün kullanılabileceği işyeri temsilcilikleri arasındaki koordinasyon ile mümkündür.
Böyle bir koordinasyon işkollarında, şehirlerde sağlanabilirse Ankara mitinginde dile getirilen ortak taleplerinin kazanılması için çok daha etkili bir mücadele verilebilir.
Volkan Akyıldırım
(Sosyalist İşçi)