Bugün Taksim'de Hocalı anması değil, Ermenileri hedef alan faşist bir gösteri gerçekleşti. Türkiye'nin birçok ilinde faşist çeteler, nefret sloganlarıyla sokağa salındı. AKP, MHP, BBP, Saadet Partisi ile Has Parti elbirliğiyle nefret suçu işledi. Ergenekon'un ölmediği, Taksim ve İstiklal Caddesi'ni dolduran zihniyetiyle anlaşıldı. Güneş balçıkla sıvanmaz: "Hepimiz Ermeniyiz" diyenleri susturamayacaksınız, 1915 Soykırımı'yla yüzleşmeyi engelleyemeyeceksiniz.
İstanbul'da faşistler ve ırkçılar AGOS'a yürüyemedi; ancak iktidarın ve muhalefetin elbirliğiyle Hrant'ı ve Sevag'ı aramızdan alan nefret iklimi yeniden körüklendi.
Günlerdir Hocalı katliamının 20. yıldönümü adı altında düzenlenen milliyetçi ve ırkçı kampanyanın arkasında kimin olduğu tartışılıyordu. Irkçı koalisyonunun kimlerden oluştuğu bugün Taksim'de görüldü. İktidarı, muhalefeti, Ergenekon'un açtığı bayrak altında birleşti. Veli Küçükler, Kerinçekler, Perinçsizler hapiste; ancak fikirleri İstiklal Caddesi'ndeydi.
İstanbul Büyükşehir Belediyesi ve devletin resmi televizyonu nefret suçu işledi. Belediye her yeri "Ermeni yalanına kanma" afişleriyle donatırken, TRT canlı yayında verdiği mitingle nefret propagandası yaptı.
Düşünen, sorgulayan, barış ve özgürlük isteyen herkesi terörist ilan İçişleri Bakanı İdris Naim Şahin mitingin yıldızıydı. Uludere katliamında çoğu çoçuk 34 kişinin ölmesinden, binlerce Kürdün suçsuz yere hapse atılmasında sorumlu olan İdris Naim Şahin, istifa etmek yerine faşist topluluğa "milli birlik" çağrısı yaptı. Yani Türkleri, Ermenilere karşı nefrette birleşmeye çağırdı.
Mitingin asıl kalabalığını ise MHP'li ülkücü faşistler oluşturdu. AKP, MHP, BBP, Saadet Partisi ve Has Parti, İttihatçı katillerin siyasi geleneğini sahiplenip Ermenilere karşı milliyetçi bir cephe kurdu.
Irkçı ve faşistler, Hrant Dink'in ardından "Hepimiz Ermeni'yiz" diye yürüyenleri hedef aldı. Mitingde Hocalı'da ölen sivillerden çok "Hepimiz Hrant'ız hepimiz Ermeni'yiz" diyenlere karşı sloganlar atıldı. Ulusalcıların Hrant'ın arkadaşlarına saldırısına faşist çeteler de sokaktan katıldı.
Mitingde en çok anılan kişi bir Azerbaycanlı değil, Hrant'ın katili Ogün Samast'tı. 5 yıl boyunca süren Hrant Dink cinayeti davasının arkasındaki gerçek faillerin neden ortaya çıkarılmadığı da anlaşılmış oldu.
Bugün Taksim'de ve birçok yerde ırkçı-faşist-milliyetçi koalisyon tarafından gerçekleştirilen hükümet destekli gösterilerin ardından, tüm tehditlere rağmen Türkiye'de yaşamayı sürdüren 40 bin Ermeni'nin hayatı tehdit altında.
Olabileceklerin sorumlusu, Türkiye halklarının Ermeni soykırımıyla yüzleşmesini engellemek için kampanya başlatan AKP hükümetidir. İktidar ve muhalefet elbirliğiyle bir nefret suçu işlemiştir. 26 Şubat günü tarihine kara bir gün olarak geçmiştir.
19 Ocak'ta AGOS'a "Hepimiz Ermeniyiz" diye yürüyenler, bugün "intikam" sloganları atanlardan daha kalabalıktı. Milyonların Ermeni Soykırımı'yla hesaplaşmasının önüne geçilemez.
Milliyetçiliğe, ulusalcılığa, ırkçılığa ve ayrımcılığa karşı olan herkes, ırkçı-faşist-milliyetçi koalisyonuna karşı birleşmelidir. Güçlü bir cephe yaratmalıyız.
Irkçılara, faşistlere geçit yok!
