Nuran Yüce
Dünyada biyolojik çeşitliliğin en fazla olduğu Amazon Ormanları, dünya ikliminin istikrarı açısından vazgeçilemeyecek bir öneme sahip. Tropik ormanlar 90 ila 140 milyar ton karbonu muhafaza ederek küresel iklimin istikrarına büyük katkı sağlıyor. Güney Amerika’nın tamamında nem ve yağış oranlarını dengeliyor. Güney Amerika'nın tamamı için muazzam miktarda su üretiyor. "Uçan nehirler" olarak adlandırılan, su buharı ile yüklü hava kütleleri Brezilya'nın pek çok bölgesine nem taşıyor. Yağmur ormanlarının yok edilmesi halinde Bolivya, Paraguay, Arjantin, Uruguay ve hatta Şili'deki yağışlar da olumsuz etkilenecek. Ayrıca Amazon Nehri de güney yarımkürede denizlere akan toplam suyun beşte birini sağlıyor.
Tüm canlı yaşamı için önemi tartışmasız olan Yağmur ormanları hem iklim krizinin tehdidi atlında hem de şirketler tarafından yok ediliyor. Bu iki tehdidin kaynağı kapitalizm. Piyasaların dostu, milliyetçi ekonomi savunucusu aşırı sağcı Brezilya Devlet Başkanı Jair Bolsonaro ise tehdidi gerçek hale dönüştüren kişidir.
Ormanların düşmanı şirketler
Bolsonaro şirketlere Amazon bölgesini tarım ve madencilik faaliyetleri açısından geliştirme sözü verdi. Paris İklim Anlaşması şartlarının Brezilya'nın egemenliğini sınırladığını ve Amazon bölgesine dair alınacak kararlar konusunda hükümetin elini bağladığını savunarak, anlaşmadan çekilebileceklerini duyurdu.
Brezilya en fazla sera gazı salımına sebep olan ilk on ülke arasında yer alıyor. Brezilya Paris anlaşmasına sadık kalması durumunda 2030 yılına kadar karbon salımlarını 2005 seviyesine göre yüzde 43 azaltma taahhüdünde bulunmuştu. Bu hedefi tutturabilmesi için değil ormanları yok etmek 12 milyon hektar ek orman yaratması gerekiyor. Bolsanaro bunun tam tersini yapıyor. Uzmanlar Amazon'da yasal olmayan yollarla kesilen ağaç sayısında geçen yıla oranla yüzde 45 artış olduğunu söylüyor. Amazon bölgesinde halen dakikada üç futbol sahası kadar orman alanı yok ediliyor.
Ocak ayından beri ise Brezilya’da yaşanan orman yangınlarında, geçen yılın aynı dönemine kıyasla yüzde 82 artış yaşandı. Buna göre yaklaşık sekiz aylık dönemde 79 binden fazla yangın tespit edildi. Yangınlar özel mülk olan toprakların yanı sıra koruma altındaki doğal bölgelerde ve yerli halkın yaşadığı yerlerde oldu. “Hayvanat bahçesinde yaşıyorlar” diyerek yerli halklara savaş açan, çevre kuruluşlarına yapılan hükümet yardımlarını kesen Bolsanaro, "Sivil toplum kuruluşları bana karşı, Brezilya hükümetine karşı dikkat çekebilmek için kriminal eylemlerde bulunmuş olabilirler" diyerek yangınlardan da çevrecileri sorumlu tuttu. Bolsanaro günlerce yangına gerekli müdahaleyi yapmayarak tahbiratın boyutunun büyümesine yol açtı.
Sağcılar gezegeni tehdit ediyor
Maalesef Bolsanaro gibi aşırı sağcı, otoriter liderler bir tek Brezilya’da bulunmuyor. Küresel kapitalizmin ekonomik krizi ile birlikte derinleşen rekabet ortamında bu tür liderler krizden çıkmanın yolunu kendi ülke sınırları içindeki doğal varlıkları daha fazla sömürerek, şirketlerin karlarını artırmakta görüyorlar. Şirketler için kestikleri, yaktıkları ormanlar sadece yeni kâr odakları. Oysa özelikle iklim krizinin derinleştiği günümüzde Amazon Ormanları ya da başka ülkelerdeki ormanların yok edilmesi sadece bir ülke sınırlarındaki doğal varlıkların yok edilmesi değil bundan daha fazlasıdır, gezegendeki tüm canlı yaşamının yok edilmesidir.
Ekonomik kriz ve iklim krizi ile alt üst olan dünyada kapitalizmin çıkarları doğrultusunda çözümlerin hayat bulabilmesi ancak daha otoriter siyasal eğilimlerin güçlenmesi, eşitlik ve adalet taleplerinin, tüm özgürlüklerin baskılanmasıyla mümkün olabilir. Bu yüzden Bolsanaro’nun aynı zamanda kadın düşmanı, ırkçı, cinsiyetçi, iklim inkarcısı, yerli halklara düşman olması bir tesadüf değildir. Amazonları korumak için aşırı sağcı Bolsanaro’dan kurtulmak gerekiyor. Bolsanaro’dan kurtulmak için Bolsanaroların üremesine yol açan bataklığı kurutmak, kapitalizmden kurtulmak gerekiyor.
***
Kapitalizm gezegeni yakıyor!
"Dünya Yangın Haritası" küresel çapta kaç tane orman yangını olduğunu ve bunların tahribat boyutunu açık bir şekilde gösteriyor. 2019’da şu ana dek dünyanın dört bir tarafında 16 milyon orman yangını meydana geldi.
Afrika kıtasının güneyinde sadece bir hafta içinde Kongo'da 110 bin, Angola'da 135 bin yangın yaşandı. Zambiya'da 73 bin, Mozambik'te 40 bin ve Tanzanya'da da 24 bin yangın aynı süre zarfında uydular tarafından kayıt altına alındı.Asya kıtasında ise toplam 18 bin 500 yangınla Moğolistan ve Endonezya en fazla orman yangınına maruz kalan ülkeler oldu. Avustralya'daki yangın sayısı da 22 bin 500'ü geçmiş durumda.Orman yangınları sadece her sene yaz döneminde büyük orman yangınlarının yaşandığı Güney’i değil Kuzey’i de sarmış durumda. Rusya'nın Sibirya bölgesindeki Tayga Ormanları'nı etkisi altına alan yangın Yunanistan büyüklüğünde, 130 bin kilometrekarelik bir alanı etkiledi.
İklim değişikliğinin orman yangınlarının sayısını ve etki alanını genişleteceği yıllardan beri söylenmekteydi. Eğer iklim değişikliği durdurulmazsa bu tehlike önümüzdeki yıllarda artarak devam edecek. Ağaçlar yanınca bünyelerindeki karbondioksit atmosfere salınıyor, daha fazla karbondioksit daha fazla küresel ısınma, daha fazla küresel ısınma daha fazla orman yangını demek ve bu ölümcül döngüye doğru hızla ilerliyoruz.
(Sosyalist İşçi)