AKP ile CHP arasında Kürt sorununun çözümü amacıyla gerçekleştirilen görüşmenin sonuçları, görüşme öncesinde kamuoyunda estirilen olumlu havanın gerisinde kaldı. İki taraf da "Bizim için Kürt sorunu yoktur" diyen MHP'yi çözüme ikna etmek gerektiğini söyleyerek aslında çözüme dair bir projeleri olmadığını açığa çıkardı.
Üstelik, bu görüşme yapıldığı sırada Yüksekova'da bir PKK gerillasının cenazesine polis saldırdı, 17 yaşında bir genç bu saldırı sonucunda hayatını kaybetti. Aynı gün 90 tıp öğrencisi "KCK" operasyonları kapsamında gözaltına alındı. Bu sabah yeni bir "KCK" operasyonu ile Van'daki BDP'li 6 belediye başkanı daha gözaltına alındı.
Ölümlere, operasyonlara son! Türkiye devletinin Kürt ulusal kimliğini inkâr etmesi sebebiyle başlayan bu savaş artık bitmelidir.
Akan kanın durması ve müzakereler yoluyla çözüme ulaşılması için de Türk milliyetçiliğinin temsilcisi olan partiyi "ikna etmek" gibi kaçamak yöntemler bir kenara bırakılmalı, Kürt siyasi hareketinin her düzeydeki temsilcilerinin muhatap alınması için girişimlerin başlatılması gerekmektedir.
AKP ile CHP arasındaki görüşmeye "terör zirvesi" diyen zihniyet, sorunun ne olduğunu kavrayamadığı için çözüm konusunda da oldukça geri bir noktadadır.
Kürt sorunu bir terör veya şiddet sorunu değildir. Bir halkın kendi yaşadığı topraklardaki kaderini belirlemesi, baskıdan ve boyunduruktan kurtulması sorunudur.
Batı'da Kürt sorununun çözümü için girişimde bulunmak isteyen herkes bunu aklında tutmalı, bu noktadan hareketle BDP'yi ve Kürt halkının lideri olarak gördüğü Abdullah Öcalan'ı muhatap kabul etmelidir.
DSİP
Devrimci Sosyalist İşçi Partisi
Eş Sözcüsü
Şenol Karakaş
