Emekçilerin kıdem tazminatını yeniden düzenleyen kanun taslağı hakkında açığa çıkan veriler, bu taslağın her yönüyle emekçi düşmanı olduğunu ve yine her vurgusuyla sermaye sahiplerini koruduğunu gösteriyor.
Yapılan düzenleme, esas olarak Kıdem Tazminatı hakkını ulaşılamaz kılıyor, yok ediyor.
Taslak, bir işçi işten çıkarıldığında ya da kendisi ayrıldığında, kıdem tazminatını 15 yıldan önce alamayacağını öngörüyor. İşten çıkarılan bir işçi iş bulamadığında tazminata beş sene sonra hak kazanacak. Askere giden erkekler ve evlenen kadın işçiler kıdem tazminatından mahrum bırakılıyor.
Taslağın bir diğer önemli yanı ise patronların kıdem tazminatı için ödediği primin yüzde 2’den yüzde 0,5'e düşürülecek olması.
Sadece işçilerin kazanılmış bir hakkını gasp etmekle kalmayan bu tasarı aynı zamanda patronları rahatlatmayı, maliyetlerini düşürmeyi amaçlıyor.
Kıdem tazminatı kanun taslağı, kelimenin tam anlamıyla alın teri hırsızlığıdır.
Bu taslak, patronların işçilere keyfi tutum almasını, işten çıkartmaları, mobbing uygulamalarını hızlandıracak. Kırıntı düzeyindeki haklara sahip olan işçileri daha da korunaksız hale getirecek.
Bu kanun taslağı derhal geri çekilmelidir!
Bu kanun taslağı hırsızlığı kanunlaştırmaktadır!
Kıdem tazminatı hakkına dokunulamaz. Dokunulacaksa, patronların ödediği prim yüzde ikiden daha yüksek bir orana çıkartılsın!
İşçilerin iş güvenliği için elinde kalan son pazarlık gücünün elinden alınması, kazanılmış bir hakkının çalınması anlamına gelecek bu kanun tasarısına yanıt tüm çalışanlar, tüm işçi örgütleri, tüm işsizler, tüm sendikalar tarafından verilmelidir.
Türk-İş Genel Kurulu kıdem tazminatına yönelik bu müdahalenin genel grev gerekçesi olacağını karar altına almıştı. Şimdi, “Kıdem tazminatıma dokunma!” başlıklı bir kampanyayı başlatmanın tam zamanıdır!
Hükümetin bu saldırısı püskürtülebilir. Bu saldırı püskürtülmelidir!
DSİP Eşsözcüsü Şenol Karakaş
(11 Temmuz 2012)
