Mısırlı sosyalistler: Kahrolsun Şefik, kahrolsun yeni Mübarek!

DÜNYA
Tipografi
  • Daha Küçük Küçük Orta Büyük Daha Büyük
  • Varsayılan Helvetica Segoe Georgia Times

DSİP'in Mısır'daki kardeş örgütü Devrimci Sosyalistler, yaklaşmakta olan cumhurbaşkanlığı seçimlerinin ikinci turu öncesinde, adaylar karşısındaki tutumlarını ve devrimin çıkarlarının nasıl savunulması gerektiği üzerine görüşlerini açıklayan bir bildiri yayınladı.

Bildirinin tamamı şöyle:

Devrimci Sosyalistler Hareketi olarak, Askeri Konsey'in, dağılmış Ulusal Demokratik Parti'nin ve karşı devrimci güçlerin cumhurbaşkanlığı seçimlerindeki adayı olan Ahmet Şefik'e ilkesel olarak karşı olduğumuzu belirtiyoruz.

Şefik, başkanlık seçimlerinin ikinci turunda, Müslüman Kardeşler'in adayı Dr. Muhammed Morsi'nin karşına çıkmayı başardı.

Şefik'in ikinci tura yükselmesinin arkasında, karşı devrimci kampın, emri altındaki örgütlü tüm kaynakları -devletin baskı aygıtını, medyayı ve Şefik'i destekleyen iş dünyasını- harekete geçirmesi yatıyor.

Onun başarısı, kara çalma kampanyalarından; sosyal hareketlerin ve halk hareketinin -seçimlerin öncesinde zirvesine ulaşan- sistematik bir baskı ve sindirmeye tabi tutulmasınından güç aldı ve eski rejimin kalıntılarının seçime girmeye cüret edebilmesinde ifadesini buldu.

Reformist ve devrimci güçlerin onun adaylığını engellemek için politik bir cephede birleşmekteki beceriksizlikleri de etkili oldu. Son olarak Şefik'in başarısı, yakın zaman önce uyardığımız gibi, devrime katılan adayların, devrimin programını açıkça savunan bir tek aday etrafında birleşmekteki başarısızlığını da gösteriyor.

Buna karşın, Devrimci Sosyalistler Hareketi, Hamdeen Sabbahi'yi destekleyen milyonlarca yoksulun, işçinin, köylünün, çalışanın, Kıptinin, işsizin ve devrimci gencin başarısını selamlıyor.

Sabbahi ikincilik için Şefik'le çetin bir mücadeleye girdi, kullanılan toplam oyların %21,2'sini aldı ve küçük bir farkla üçüncü oldu. Bu durum halk güçleri arasında, devrim projesini destekleyen güçler arasında, solla birlikte davranan güçler arasında, hem sosyal meselelerin hem de sivil demokrasi sorununun üzerine eğilen ve böylelikle Mısır sokaklarında yaygın bir popülerliği bulunan militan solun cephesinin inşasını mümkün kılan bir programa olan muazzam desteği yansıtıyor.

Seçimlerde Sabbahi aleyhine gerçekleşen pek çok hileli durumun düzeltilmesinini amaçlayan tüm hareketleri ve adaylıktan politik mahrumiyet yasasının sabıkalı Ahmet Şefik'e uygulanması yönündeki çabaları tamamen desteklediğimizi vurguluyoruz.

Yürüttükleri büyük devrimci mücadeleyle, devrimin başlangıcından bugüne verdikleri şehitler ve yaralılarla katılma haklarını kazandıkları demokrasi savaşlarında, kitlelerin rolünün en geçerli, en etkili güç ve güvence olduğuna şüphemiz yok.

Aynı zamanda biliyoruz ki, Şefik'in seçimlerin ikinci turundan galip çıkması, devrim açısından büyük bir kayıp olacak; devrimin demokratik ve sosyal kazanımlarına vurulmuş güçlü bir darbe niteliği taşıyacak ve karşıdevrimin "sokaklarda güvenliği birkaç gün içinde sağlamak" sloganıyla yürüteceği daha gaddarca ve kapsamlı intikam saldırısının hazırlıkları için arayıp da bulamadığı fırsat olacak.

Bu nedenle biz tüm reformist ve devrimci güçlerle, geriye kalan devrimci adayları, karşıdevrimin adayının karşısında duran ülke çapında bir birlik oluşturmaya ve Müslüman Kardeşler'den aşağıdakilere bağlı kalmasını talep etmeye çağırıyoruz:

1) Hamden Sabbahi'nin ve Abdülmünim Ebu el Fotuh'un başkan yardımcıları olarak bulunduğu bir başkanlık koalisyonu.

2) Başbakan'ın Müslüman Kardeşler ya da Özgürlük ve Adalet Partisi dışından belirlenmesi ve Kıptilerin de temsil edildiği siyasi yelpazenin tümünü kapsayan bir hükümetin kurulması.

3) Müslüman Kardeşler tarafından Halk Meclisi'ne sunulan yasa taslağının aksine, çoğulculuğu ve işçi hareketinin bağımsızlığını açıkça destekleyen sendikal özgürlükler yasasının kabülü.

4) Müslüman Kardeşler'in diğer politik güçlerle, sosyal adaleti, parasız nitelikli sağlık ve eğitim hizmetini; grev, gösteri ve barışçıl oturma eylemleri düzenleme hakkını, tüm vatandaşlar için özel ve kamu haklarını ve kadınların, Kıptilerin, işçi sınıfının ve gençliğin Kurucu Meclis'te gerçekten temsil edilmesini garantileyen, sivil bir anayasa üzerinde uzlaşması. Şimdi Müslüman Kardeşler'e ve tüm politik güçlere, devrimin çıkarlarını parti-politika çıkarlarının önüne koymaları ve Şefik'e karşı birleşerek devrimimizi düşmanlarına kolay yem yapmamaları çağrısını yapmayı ihmal edemeyiz.

Duruşumuzda elbette ne Özgürlük ve Adalet Partisi'nin sosyal ve ekonomik programıyla, özünde pazar ekonomisine yönelişten ve borsanın, sermayenin adamlarından yana olan "Rönesans Projesi"ne karşı olan eleştirilerimizden ne de Müslüman Kardeşler'in ve Özgürlük ve Adalet Partisi'nin liderliğinin performasına yönelik eleştirilerimizden vazgeçmiş değiliz. Bu liderlerin Askeri Konsey'e olan güvenlerini, Muhammed Mahmud Caddesi'ndeki, kabine bürolarındaki ve başka yerlerdeki çatışmalar sırasında devrimcilere olan saldırılarını unutmuş değiliz. Bu saldırıların içinde, Devrimci Sosyalistler'i ve diğer devrimci güçleri vatana ihanetle suçlamak ve bize karşı başsavcılığa yasal bir suç duyurusu sunmak da vardı.

Buna rağmen bugün bizi en çok ilgilendiren, devrimin çıkarı, geleceğidir ve biz kitlelerin seçim yapma ve bu seçimleri test etme hakkını bilinçlerinin ilerlemesinin, farklı politik güçlerle ilişki hâlindeyken tutumlarının gelişiminin bir şartı olarak savunmak zorundayız.

Biz aynı zamanda, reformistler arasında ayrım yapmamanın ne kadar büyük bir hata olacağının da farkındayız. Müslüman Kardeşler'i seçimlerde destekleyen ve destekleyecek olan; devrimin "gelirin yeniden dağıtılması" hedefini ve gerçek demokrasiyi arzulayan, sendikaların tabanına, mesleki birliklere ve diğer ve sosyal ve demokratik örgütlenmelere dayanan milyonlarca insan var. Onların hitap ettikleri kitle, yoksul köylülerden, işçilerden ve işsizlerden oluşuyor.

Bir de askerlerin adamı Şefik'in faşizmi ve devrimi sonlandırmak, her türlü demokratik ve ekonomik mücadeleye son vermek amacında olan çeteleri var.

Bugün eski rejimin adayına karşı kitleler arasında mümkün olan en geniş mücadeleye katılacağız. Şefik'in seçilmesi kırmızı çizginin geçilmesi demektir, Mübarek'in geri dönüşü ya da suçlarından aklanmasıyla benzer bir anlama sahiptir. Bu, şehitlerin fedakârlıklarının reddi ve devrimin yenilgisinin kabul edilmesi anlamına gelir.

Mücadelenin koşulları, insan onuruna yakışır bir hayat için kavga, politik ve sosyal devrimin sürekliliği, Şefik'in başkanlık sarayına yerleşmesiyle muazzam ölçüde zora girer.

Başkanlık seçimlerinin ikinci turunu eski rejime karşı bir darbe vurmak için kullanalım!

Köle sahiplerinin başkaldırısına karşı halk güçlerini örgütlemek için savaşalım!

Devrimci Sosyalistler

SON SAYI