Roni Margulies - Salgın başlayıp da meselenin boyutları belli olduğunda, yani yaklaşık 13 ay kadar önce, neler düşündüğümü aşağı yukarı hatırlıyorum. Önce, “Hem aşı, hem ilaçlar, hem de pandeminin kendisi birilerini müthiş zengin edecek” diye gelmişti aklıma. Sonra da, “Kazanacakları paradan biraz feragat edip dünyadaki herkesin, parası olanın da olmayanın da aşılanmasını sağlayacaklar” diye hayal etmiştim...

Dila Ak - İstanbul Sözleşmesi (ve 6284 sayılı kanun) etkin bir şekilde uygulandığı takdirde kadını toplumsal olarak güçlendirecek ve cinsel kimlik ya da yönelimine bakılmaksızın şiddet mağdurunu koruyacak bir konuma sahip. Sözleşme oldukça talepkâr ve devletlere de epeyce büyük sorumluluk yüklüyor. Kadının sırf kadın olduğu için şiddete uğradığını kabul ediyor, yani kadın cinayetlerinin politik oluşunu kabul ediyor ve bunun önüne geçmek için bir dizi önlem talep ediyor.

Türkiye’de Merkez Bankasının özerkliğinden bahsetmek elbette mümkün değil. Ekonomideki her türlü tıkanmada, hükümetler önce Merkez Bankasının rezervlerini eritmiş, daha sonra para basmasını sağlamışlardır. Böylece kısa vadede bazı şirketler kurtarılmış, ama artan enflasyon nedeniyle, bu kurtarmaların bedeli başta işçi sınıfı olmak üzere tüm halka ödettirilmiştir. 

Irkçı saldırganlığın birisi genel diğeri biraz daha özel iki nedeni var. Genel nedeni, Türkiye’deki siyasal iklim. Türkiye’de hamaset yüklü bir dil kullanarak politika yapmak moda haline geldi. İktidar çevresinin nefret söylemleriyle hedef tahtasına oturtmadığı hemen hiçbir toplumsal kesim yok. Bir olayı düşmanlaştırmadan, “ihanet” kavramını kullanmadan, “hainler” demeden, soğukkanlı bir şekilde ele aldıklarına tanık olmak mümkün değil.

Şenol Karakaş - Meral Akşener etrafında ilginç bir tartışma yaşanıyor. Özellikle Akşener’in meclis kürsüsünden iktidara meydan okuyan sert konuşmaları, İYİP’i ‘Güçlendirilmiş parlamenter rejim’i savunmak temelinde bir araya gelmesi gerekli görülen ittifakın onsuz olunmaz parçası haline getiriyor birçok sol siyasal çevrenin gözünde.

Nuran Yüce - 19 Mart Cuma günü bir kez daha tüm dünyada İklim İçin Okul Grevi yapılacak. Bu iklim eylemini ilk kez Greta Thunberg 2018’in Ağustos ayında İsveç parlamentosunun önünde tek başına oturarak başlatmıştı. Greta’nın başlattığı eylem sadece birkaç ay içinde İsveç sınırlarını aştı, gençlerin çığ gibi harekete katılmasıyla ‘Gelecek için Cumalar (FFF)’ aktivisitleri tüm dünyada sokakları doldurmaya, uluslararası eylemler örgütlemeye başladı. 

8 Mart Dünya Kadınlar Günü, yıllardır dünyanın pek çok yerinde kadınların çeşitli haklarını savunmak için bir araya geldiği bir gün. 8 Mart, ekonomik bağımsızlıktan şiddetle mücadeleye, eşit işe eşit ücretten kürtaja pek çok hak mücadelesine tanık oldu. Bugün sürdürdüğümüz mücadeleyle 8 Mart’ı “Dünya Kadınlar Günü” haline getiren mücadelenin unutulamayacak bir ilişkisi var.

Mağdur suçlama, fail yerine şiddete maruz bırakılanların kendilerine karşı işlenen suçlardan çeşitli bahanelerle kısmen veya tamamen sorumlu tutulmasına dayanan yaklaşımdır. Bu suçlama medyadan, yakın aile üyelerinden ve diğer tanıdıklardan gelen olumsuz sosyal tepkiler şeklinde ortaya çıkabildiği gibi mahkemelerin, kolluk kuvvetlerinin, sağlık çalışanlarının ve ruh sağlığı uzmanlarının tutum ve uygulamalarından da meydana gelmektedir.

Kürtaj rahim içi istenmeyen bir gebeliğin tahliyesi anlamına gelir. Kürtaj hala dünyada birbirinden farklı kısıtlamalar getirilen ya da yasaklanan bir işlem. Bazı ülkelerde tamamen yasaklanmışken bazı ülkelerde gebeliğin kaçıncı haftasına kadar yapılabileceği konusunda olduğu gibi, doğrudan yasak olmasa da kadınların bir dizi maddi-manevi engelle karşılaşmasına neden oluyor. 

Şenol Karakaş - “Çözüm süreci” içinden geçtiğimiz politik ortamın karanlığından bakınca çarpıcı derecede önemli, ufuk açıcı, moral verici, barışçıl bir dönemdi. Kürt sorunun her düzeyiyle, şaşırtıcı ölçüde özgürlükçü bir ortamda ele alınabildiği dönemin değeri kavranmadı. O dönemlerde “Çözüme evet Platformu” gibi adımlarla, sürecin desteklenmesi için milyonların hareketine ihtiyacımız olduğunu anlatmaya çalıştık...

Şenol Karakaş - Gara’nın ardından yaşananlar gösteriyor ki önümüzde sert bir mücadele dönemi bizi bekliyor. Bu mücadele döneminde ya “Güçlendirilmiş parlamenter rejim” için parlamento ittifakları peşinden koşacağız ya da daha büyük kitle eylemlerine ilham vermesi için eylem takvimlerimizi, mücadelenin ana hatlarında yol haritalarını şekillendireceğiz.

Alt kategoriler

SON SAYI