Hükümet sözcüsü Numan Kurtulmuş geçtiğimiz günlerde "Başımıza gelen birçok şey Suriye politikasının sonucu" demişti.
Hükümetin birkaç sene öncesine kadar "kardeşim" dediği Esad rejimine karşı muhalefetin en mezhepçi unsurlarına destek veren, Suriye halklarının diktatörlüğe karşı mücadelesine Kürt düşmanı politikalarla müdahale eden, Suriyeli mültecilere sınırları kapatırken bu ülkeye silah sevkiyatını düşünen politikaları kuşkusuz hatalıdır.
Rusya ve İsrail ile sağlanan uzlaşmaların ardından, Esad ile barışma hazırlıkları yapılıyor. Başbakan Binali Yıldırım, Mısır'ın cuntacısı Sisi'nin Türkiye'ye yönelik "ılımlı" açıklamalarından memnun oluyor.
Suriye’yi bombalayanlarla, Suriye'de yüz binlerce sivilin ölmesine neden olan ya da bu kitlesel ölümlere yeşil ışık yakanlarla dostane ilişkiler geliştirilirken, Kürtler öncelikli düşman olarak ele alınıyor.
Hükümetin IŞİD ile Kürt hareketini aynı kefeye koyan "kokteyl terör örgütü" politikası, Suriye'de Kürtlerin kendi kaderlerini tayin etmeye yönelik adımları engelleme girişimini gizlemeye çalışıyor.
TSK, Menbiç'in kuzeyinde PYD'yi ve Cerablus'ta IŞİD mevzilerini topçu atışlarıyla vurdu. Bu sabah ise TSK tankları Suriye'ye giriş yaparak IŞİD’e karadan müdahaleyi başlattı.
Müdahale derhal sonlanmalıdır!
Hükümet, Suriye'nin iç işlerine insani temellerde değil agresif savaş politikalarıyla müdahil olan bu tutumundan derhal vazgeçmelidir. Suriye'nin iç işlerine hiçbir şekilde karışmamalıdır.
Suriye’ye sadece yaralarını sarmak için insani yardım yapılmalıdır. Sağlık, yiyecek ve iç savaşta yıkıma uğrayan Suriyelilerin temel ihtiyaçlarını karşılamak için çaba göstermelidir.
Mülteciler için bir yılı aşkın süredir kapalı tutulan sınır açılmalıdır. Mültecilerin yaşam koşulları düzeltilmeli, AB ile pazarlık konusu olmaktan çıkartılmalıdır.
İncirlik Üssü, Suriye'yi bombalayan emperyalist savaş koalisyonunun uçaklarına kapatılmalıdır.
Suriye halkının kendi kaderini belirlemesi için çabalamalı. Türkiye sınırları içinde yeniden çözüm sürecini başlatmalı. Kürt düşmanlığını politikasının temel ekseni yapmaktan vazgeçmeli.
Türkiye ne ABD liderliğindeki koalisyonla ne de Rusya liderliğindeki emperyalist blokla beraber davranmalı. Suriye'nin bataklığa dönüşmesine neden olan devletlerle işbirliğine ve Suriye'de iç savaşı derinleştiren mezhepçi yaklaşımlara son verilmelidir.
Sınırı korumanın yolu, barış politikalarıdır. Savaş değildir. Sınırı korumanın yolu Türkiye’de halkların eşit koşullarda kardeşliğini tesisi edecek hamleleri geciktirmeden atmaktır.
Suriye’de savaşa hayır!
DSİP Merkez Komitesi
24.08.2016