Suriye'de savaşa karşı çıkanlar, tezkereye hayır diyenler, dışarıdan yapılan müdahalelerin vahim sonuçlar yaratacağını söyleyenler haklı çıktı. Suriye'ye üç yıl içinde üç sınır ötesi operasyon düzenleyen ve ülkedeki en büyük yabancı ordu durumundaki Türkiye'nin askerleri ile rejimin askerleri doğrudan çatıştı.
AÇIKLAMALAR
Trump ve İran konusunda Uluslararası Sosyalist Akım açıklaması
Dünyanın çeşitli ülkelerinde mücadele eden devrimci sosyalistler, Trump'ın emriyle yapılan suikast sonrası Ortadoğu'da artan gerginlik üzerine bir açıklama yaptı.
Libya’ya asker gönderilmesine, Akdeniz’de fosil yakıt gerginliğine hayır! Askeri çözümler değil iklim krizine karşı acil adımlar!
AKP-MHP koalisyonu, Libya’ya asker gönderme tezkeresini Meclis’ten geçirdi. Artık iç savaşın kanlı bir şekilde sürmekte olduğu bir denizaşırı bölgede daha, Türkiye Silahlı Kuvvetleri, taraflardan birinin yanında, diğerinin karşısında, sıcak çatışmanın içinde yer alacak.
Antikapitalistler'den Kanal İstanbul'a karşı açıklama
İktidarın dayattığı Kanal İstanbul adı verilen sermaye projesine birçok İstanbullu karşı çıkıyor. Antikapitalistler bu projeye karşı çıkış gerekçelerini ve taleplerini açıkladı.
Antikapitalistler platformunun açıklaması:
İstanbul'a kanal değil
işsizlere iş
depreme güvenli konut
iklim krizine karşı mücadele istiyoruz
Siyasi iktidar Kanal İstanbul denilen yıkım ve rant projesinde ısrarlı.
31 Mart seçimlerini iptal ettirenler, 23 Haziran'da sandıkta hezimete uğrayanlar, toplumsal olarak kabul görmemiş, bilim insanlarınca tehlikeli bulunan bir sermaye projesini dayatıyorlar.
Kanal İstanbul'a karşıyız çünkü:
• Bu proje hayata geçerse, AKP yönetiminde beton bir şehre dönüştürülen İstanbul ve bölgedeki çevresel tahribat geri dönüşü olmayan bir şekilde artacak.
• Şehrin temiz su kaynakları, tam da kuraklık ve su krizi yaşanırken, yok edilecek.
• Sanayi kirliliğiyle can çekişen Marmara Denizi daha da kirlenecek.
Kanal İstanbul'a karşıyız çünkü:
• Bu proje, dış kredilere bağımlı sermaye düzenini, borçlarını ödemek için borç bulmaya çalışan siyasi iktidarı ve ona bağlı bir avuç şirketi kurtarmak için atılmış bir adımdır. Hiç kimse Kanal İstanbul denilen girişimin çoğunluğun faydasına olduğunu ileri süremez. Aksine bir azınlığın çıkarına, hepimizin aleyhine.
• Deprem bölgesinde yüz binlerce insan güvensiz konutlarda yaşarken, insanları kurtarmak, onları güvenli konutlara yerleştirmek yerine kendini kurtarmaya çalışan azınlık, 1999 Marmara Depremi sonrası yaşanan feci durumu bir kez daha, (bu kez çok yüksek insani ve sosyal maliyetle) hazırlamaktadır.
• Milyonlarca işsiz iş ararken, bu proje gençler için, iş bulma umudunu yitirenler için bir seçenek oluşturmuyor.
• İktidarın tepeden inmeci tutumu, dayatmacılığı antidemokratiktir. Bu şehirde yaşayanların istekleri ve talepleri baskıcı bir tutumla reddediliyor.
Kanal İstanbul değil işsizlere iş, daha fazla okul ve hastane istiyoruz.
Kanal İstanbul değil iklim krizine karşı gerçek tedbirlerin alınmasını istiyoruz.
Deprem bölgesinde kanal değil, İstanbul'da risk altındaki konutlarda yaşayan herkese güvenli konut istiyoruz.
İstanbul'da ve her yerde baskı değil demokrasi talep ediyoruz.
Kanal İstanbul adı verilen sermaye projesi, iktidar ya da muhalefet partilerine oy vermiş, her görüşten ve kimlikten işçinin, emekçinin, yoksulların aleyhinedir.
Türkiye'ye iki nükleer santral dikmek, İstanbul'u bir kanalla yıkmak isteyen, iklim değişikliğini körükleyen kirli enerjiyi ve şirket çıkarlarını savunan siyasi iktidarın bu girişimini hep birlikte durduralım.
Antikapitalistler
iletişim: This email address is being protected from spambots. You need JavaScript enabled to view it.
Asgari ücret, insanca yaşanacak bir ücret olmalıdır
Asgari ücret 2020 yılı için 2324 TL olarak belirlendi. Hükümet ve işverenlerin kararı ile belirlenen asgari ücretle en az 8 milyon emekçi geçimini sağlayacak. Ayrıca milyonlarca engellinin, işsizin ve emeklinin aylıkları asgari ücrete göre belirlenecek. Türkiye’de yaşayan insanların en az dörtte biri yani 20 milyon insan, asgari ücretin miktarından doğrudan etkileniyor. Bu kesim aynı zamanda en yoksul kesimler.
DSİP Konferansı sonuç bildirgesi: Küresel isyanın kazanması için kitlesel antikapitalist sol alternatifleri inşa edelim!
DSİP Konferansı 7 Aralık’ta toplandı. Konferans sonuç bildirgesinin özeti: 2019 yılına gösteriler, ayaklanmalar, genel grevler, büyük mücadeleler damgasını vurdu. Cezayir’de, Sudan’daki mücadeleler zaferle sonuçlandı, diktatörler devrildi. Irak, İran ve Lübnan’da egemen elitlere karşı kahramanca bir mücadele sürüyor...
Savaş tehdidine karşı uluslararası dayanışma
Türkiyeli, Yunanistanlı ve Kıbrıslı işçilerin son günlerde Akdeniz’de Özel Ekonomik Bölgeler üzerine yaşanan gerginliğin artmasından hiçbir çıkarı yok. Tersine, eğer bu gerginlik bir askeri çatışmaya dönüşürse hepimizin kaybedeceği çok şey var.
Kuzey Suriye ve Türkiye’de barış hemen şimdi!
Trump hükümetiyle Cumhur İttifakı arasında varılan anlaşmanın ardından, 8 yıldır savaş nedeniyle harap olmuş Suriye’nin kuzeyine bir askeri harekât düzenlenmesinin yolu açıldı. Devrimci Sosyalist İşçi Partisi (DSİP) olarak Türkiye’nin Suriye ile kuracağı tüm ilişkilerin barışçıl bir temelde, Suriye halklarının kendi kaderlerini belirlemelerinin önünü açacak şekilde belirlenmesi gerektiğini düşünüyoruz.
Kalıcı barış için Suriye halkının sesine kulak verilmeli
BM Genel Sekreteri Antonio Guterres, Suriye'de rejimin ve muhaliflerin bir Anayasa Komitesi kurulması konusunda anlaşmaya vardıklarını açıkladı. Buna göre, iki tarafın belirleyeceği 50’şer kişinin yanı sıra, BM’nin atadığı 50 teknokratla birlikte 150 kişi, ilerleyen haftalarda Cenevre’de toplanacak, Suriye’nin yeni anayasasını yazmak ve iki yıl sonra seçimlerin yapılmasını sağlamak için çalışacak.
İklim krizinin çözümü için küresel, kitlesel ve sürekli direniş!
20-27 Eylül tarihlerinde tüm dünyada iklim değişikliğine karşı küresel iklim grevi ilan edildi. Dünyanın hemen her yerinde grevler ve etkinlikler gerçekleşecek. Öğrencilerin başlattığı küresel başkaldırıya bu sefer yetişkinler ve emek örgütleri de katılıyor. Küresel İklim Grevi haftasında, 136 ülkede 5 bin 600 eylem ve etkinlik gerçekleşecek.
Kayyum kararı demokrasiye saldırı
Diyarbakır, Mardin ve Van illerinin seçilmiş HDP'li belediye başkanları görevden alındı. Üç belediyeye kayyum atanması, Türkiye’nin ABD’yle birlikte Suriye’de “güvenli bölge” için askeri harekâta hazırlandığı bugünlerde, devletin bir çözüm girişimine ya da diyalog sürecine kapıyı aralamak istemediğini gösteriyor. Devlet, kayyum müdahalesiyle birkaç mesajı aynı anda vermiş oldu. Birincisi, HDP’nin seçimlerde AKP-MHP karşıtı blokta yer almasının ve “tarafsız kalmamasının” hesabını bu yöntemle soruldu, “İstanbul’u kaybetmeme neden olursan, Diyarbakır’dan olursun” denildi.
Göçmenlere limanlarını kapatan İtalya'ya protesto
"Hepimiz Göçmeniz - Irkçılığa Hayır" kampanyası aktivistleri, İstanbul'daki İtalyan konsolosluğuna bir protesto mektubu iletti.